Açıklamalı İçtihatlı Şemalı Pratik İnfaz Hukuku (Ciltli) (Karar, Müzekkere ve Dilekçe Örnekleri)

Stok Kodu:
9786057050779
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
1231
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2021-04
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
1. Hamur
Kategori:
%5 indirimli
351,00TL
333,45TL
9786057050779
885990
Açıklamalı İçtihatlı Şemalı Pratik İnfaz Hukuku (Ciltli)
Açıklamalı İçtihatlı Şemalı Pratik İnfaz Hukuku (Ciltli) (Karar, Müzekkere ve Dilekçe Örnekleri)
333.45

İnfazda temel ilke, 5275 sayılı Yasanın m.2’ de belirtildiği üzere; ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kuralların hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefi inanç, milli veya sosyal köken ve siyasi veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanmasıdır.

Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç ise, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır.

Esas olan; temel ilke ve amaçlar gözetilmek suretiyle, Yasalar çerçevesinde, mevcut olan ceza sistemi gözetilerek bağımsız mahkemelerce yapılan yargılamalar neticesinde verilen kararların infazının, bütün yargı derecelerinden geçerek kesinleşmesine müteakiben, Yasalar çerçevesinde yerine getirilmesidir.

İnfaz, hukuk biliminin matematiğidir.

Kararların infazı yerine getirilirken en çok dikkat edilmesi gereken hususların başın da “kişi hürriyeti” gelmektedir. Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde işlenin suçların sınıflandırılması ve tarihlerine göre, kişiden kişiye farklılık gösterilmek suretiyle uygulanan infaz rejimlerinin, zamanında, doğru ve etkin kullanımı halinde, gerçek adalet sağlanmış olacak ve hak kaybına sebebiyet verilmesi engellenecektir. Zira nasıl ki cezasını infaz eden kişinin ceza infaz kurumunda bir gün az kalması hukuken kabul edilemez ise de, kişinin bir gün fazla özgürlüğünden mahrum kalmasının da hukuken kabul görmesi mümkün değildir.

Bu sebeple infaz, ceza sisteminin son halkası, başka bir tabirle telafisi olmayan en önemli halkasını oluşturmaktadır. Bu nedenledir ki, infaz hukukunun, sırasıyla ceza hâkimleri, Cumhuriyet savcıları, infaz hâkimleri, avukatlar ve ceza infaz kurumları ile denetimli serbestlik müdürlüğü personeli tarafından iyi bilinmesi ve doğru uygulanması gerekmektedir.

Çalışmamız bu anlayış çerçevesinde, özellikle 7242 sayılı Yasa ile 5275 sayılı İnfaz Yasası ve diğer yasalarda yapılan köklü değişiklikler gözetilerek, uygulayıcıların cezaların ve güvenlik tedbirlerinin infazını hatasız, doğru ve zamanında yapması, kişilerin hak kayıplarına ve mağduriyetlerine sebebiyet vermemesi bakımından, uygulamada en sık karşılaşılan ve tereddüt oluşmasına sebebiyet veren konular, ilgili mevzuat, genelge, görüş ve güncel Yargıtay kararları ışığında ayrıntılı açıklanmıştır.

İnfazda temel ilke, 5275 sayılı Yasanın m.2’ de belirtildiği üzere; ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kuralların hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefi inanç, milli veya sosyal köken ve siyasi veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanmasıdır.

Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç ise, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır.

Esas olan; temel ilke ve amaçlar gözetilmek suretiyle, Yasalar çerçevesinde, mevcut olan ceza sistemi gözetilerek bağımsız mahkemelerce yapılan yargılamalar neticesinde verilen kararların infazının, bütün yargı derecelerinden geçerek kesinleşmesine müteakiben, Yasalar çerçevesinde yerine getirilmesidir.

İnfaz, hukuk biliminin matematiğidir.

Kararların infazı yerine getirilirken en çok dikkat edilmesi gereken hususların başın da “kişi hürriyeti” gelmektedir. Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde işlenin suçların sınıflandırılması ve tarihlerine göre, kişiden kişiye farklılık gösterilmek suretiyle uygulanan infaz rejimlerinin, zamanında, doğru ve etkin kullanımı halinde, gerçek adalet sağlanmış olacak ve hak kaybına sebebiyet verilmesi engellenecektir. Zira nasıl ki cezasını infaz eden kişinin ceza infaz kurumunda bir gün az kalması hukuken kabul edilemez ise de, kişinin bir gün fazla özgürlüğünden mahrum kalmasının da hukuken kabul görmesi mümkün değildir.

Bu sebeple infaz, ceza sisteminin son halkası, başka bir tabirle telafisi olmayan en önemli halkasını oluşturmaktadır. Bu nedenledir ki, infaz hukukunun, sırasıyla ceza hâkimleri, Cumhuriyet savcıları, infaz hâkimleri, avukatlar ve ceza infaz kurumları ile denetimli serbestlik müdürlüğü personeli tarafından iyi bilinmesi ve doğru uygulanması gerekmektedir.

Çalışmamız bu anlayış çerçevesinde, özellikle 7242 sayılı Yasa ile 5275 sayılı İnfaz Yasası ve diğer yasalarda yapılan köklü değişiklikler gözetilerek, uygulayıcıların cezaların ve güvenlik tedbirlerinin infazını hatasız, doğru ve zamanında yapması, kişilerin hak kayıplarına ve mağduriyetlerine sebebiyet vermemesi bakımından, uygulamada en sık karşılaşılan ve tereddüt oluşmasına sebebiyet veren konular, ilgili mevzuat, genelge, görüş ve güncel Yargıtay kararları ışığında ayrıntılı açıklanmıştır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat