İnsanın içinde kendisinin de bulunduğu ‘varlık' ve alem üzerinde düşünmesi tümevarım bir yolla merkezden çevreye doğru bir seyir takip ederek en nihayetinde sabit bir ilkede karar kılmak ister. Başlama noktası olarak kendisini alsa bile insan gördüklerinden hareketle evrende bir ilke bulmak ister.
En azından düşünce tarihi sürekli bir ilke arayışı üzerinde odaklanmıştır. Bu itibarla bir ilkede karar kılmak düşünmenin gerekli kıldığı bir netice olarak kabul edilmiştir. Varlık bahsini tümel ve tümdengelim yöntemiyle ele alan en önemli isim hiç kuşkusuz İbnü'l Arabi oldu.
Elinizdeki kitap Fütuhat-ı Mekkiyye'nin ilk cildinde yer alan 6-13. Bölümler arası ve 12-13. kısmı muhteva etmektedir. İbnü'l-Arabi bu kitabında; alemin yaratılışını, göklerin, yerin, meleklerin ruhani varlıkların ve insanın yaratılışını sıralı olarak ele alır ve bütün bunları ilahi isimlere bağlar.
İnsanın içinde kendisinin de bulunduğu ‘varlık' ve alem üzerinde düşünmesi tümevarım bir yolla merkezden çevreye doğru bir seyir takip ederek en nihayetinde sabit bir ilkede karar kılmak ister. Başlama noktası olarak kendisini alsa bile insan gördüklerinden hareketle evrende bir ilke bulmak ister.
En azından düşünce tarihi sürekli bir ilke arayışı üzerinde odaklanmıştır. Bu itibarla bir ilkede karar kılmak düşünmenin gerekli kıldığı bir netice olarak kabul edilmiştir. Varlık bahsini tümel ve tümdengelim yöntemiyle ele alan en önemli isim hiç kuşkusuz İbnü'l Arabi oldu.
Elinizdeki kitap Fütuhat-ı Mekkiyye'nin ilk cildinde yer alan 6-13. Bölümler arası ve 12-13. kısmı muhteva etmektedir. İbnü'l-Arabi bu kitabında; alemin yaratılışını, göklerin, yerin, meleklerin ruhani varlıkların ve insanın yaratılışını sıralı olarak ele alır ve bütün bunları ilahi isimlere bağlar.