Bütün şairler kendine özgü ses tonlarıyla gelir şiir meydanına. “bazen dilsiz kitap/ bazen evrensel dildi dağlar/ ben(i) okuyan” dizeleri, kendi dağına sığınmış bir şairin iç sesiyle bir yerde dağ dağ üstümüze yıkıldığını, “hep çiçeklere diz çöktüm/ yeri geldi dikeninden öptüm” dizeleri ise kıymık kıymık gönlümüze battığını haber verir. Biliriz ki o dağlara, o dikenlere çocukluğunda bir parçasını kaptırmış, bir gün onları geri almaya çıkmış. Veli Erdem’in şiir dünyası Toroslara serpilmiş bin bir çiçek deryası, kendini aramaya çıkmış bir derviş tavrı.
Benim de kış mevsiminin çok sert geçtiği yerlerde evleri, konakları anlattığım, dağlarına sırtımı verdiğim şiirlerim vardır. Ancak onun şiirlerindeki evlerin duvarları her kışta kıyamette bile güneş içmiş gibi sıcacık: “kıpırdamıyorsun bile yerinden/ çıkıyorsun dağlara/ bir güneş vuruyor sırtına/ çiçekler dört mevsimi/ serpiştirmiş dört bir yanına”
Barış Erdoğan
Bütün şairler kendine özgü ses tonlarıyla gelir şiir meydanına. “bazen dilsiz kitap/ bazen evrensel dildi dağlar/ ben(i) okuyan” dizeleri, kendi dağına sığınmış bir şairin iç sesiyle bir yerde dağ dağ üstümüze yıkıldığını, “hep çiçeklere diz çöktüm/ yeri geldi dikeninden öptüm” dizeleri ise kıymık kıymık gönlümüze battığını haber verir. Biliriz ki o dağlara, o dikenlere çocukluğunda bir parçasını kaptırmış, bir gün onları geri almaya çıkmış. Veli Erdem’in şiir dünyası Toroslara serpilmiş bin bir çiçek deryası, kendini aramaya çıkmış bir derviş tavrı.
Benim de kış mevsiminin çok sert geçtiği yerlerde evleri, konakları anlattığım, dağlarına sırtımı verdiğim şiirlerim vardır. Ancak onun şiirlerindeki evlerin duvarları her kışta kıyamette bile güneş içmiş gibi sıcacık: “kıpırdamıyorsun bile yerinden/ çıkıyorsun dağlara/ bir güneş vuruyor sırtına/ çiçekler dört mevsimi/ serpiştirmiş dört bir yanına”
Barış Erdoğan