Kitabımız Adolf Hitler’i anlamaya değil; onun Almanya’da nasıl anlaşıldığını, nasıl kabul gördüğünü ve nasıl bir figür hâline geldiğini anlatmayı amaçlamaktadır. Eser Hitler’in çocukluk yıllarından itibaren geçirdiği bilişsel evrimi, savaş sonrası Almanya’sının sosyolojik çöküş koşullarında şekillenen ruh hâlini ve milliyetçi duyguların bir ideolojiye nasıl dönüştüğünü açıklayan yalın ve ölçülü bir dil taşır. Çalışma Hitler’e son derece objektif yaklaşarak; yalnızca dönemin anlatıcılarından, belgelerden ve gözlemlerden süzülen bir anlatım gerçekleştirir..
Heinz’in kaleminde Hitler, karanlık bir kahraman ya da mitolojik bir figür olarak değil; dönemin Almanya’sında, toplumun beklentileriyle örtüşen bir isim olarak yerini buluyor. Tam da bu nedenle bu kitap, bir kişinin portresinden çok, bir ülkenin zamanla kurduğu ortak hayalin anatomisi olarak okunmalı.
Kitabımız Adolf Hitler’i anlamaya değil; onun Almanya’da nasıl anlaşıldığını, nasıl kabul gördüğünü ve nasıl bir figür hâline geldiğini anlatmayı amaçlamaktadır. Eser Hitler’in çocukluk yıllarından itibaren geçirdiği bilişsel evrimi, savaş sonrası Almanya’sının sosyolojik çöküş koşullarında şekillenen ruh hâlini ve milliyetçi duyguların bir ideolojiye nasıl dönüştüğünü açıklayan yalın ve ölçülü bir dil taşır. Çalışma Hitler’e son derece objektif yaklaşarak; yalnızca dönemin anlatıcılarından, belgelerden ve gözlemlerden süzülen bir anlatım gerçekleştirir..
Heinz’in kaleminde Hitler, karanlık bir kahraman ya da mitolojik bir figür olarak değil; dönemin Almanya’sında, toplumun beklentileriyle örtüşen bir isim olarak yerini buluyor. Tam da bu nedenle bu kitap, bir kişinin portresinden çok, bir ülkenin zamanla kurduğu ortak hayalin anatomisi olarak okunmalı.
