Altıncı Irk

Stok Kodu:
9786254415654
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
224
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%25 indirimli
200,00TL
150,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 18,33TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9786254415654
1225807
Altıncı Irk
Altıncı Irk
150.00

“NE YANILAN, NE DE GÖZDEN KAÇIRANIM BEN. ÇÖLLERDEKİ KUM TANELERİNİN SAYISINI, GÖKYÜZÜNDEKİ YILDIZLARIN SAYISINI BİLENİM!”

“Sevgilim, uğruna tapınaklar yapılmayan, adaklar adanmayan, küçümsenmiş ve unutulmuş tanrılar şahidim olsun ki senden ayrıldığım günden beri ağladım. Bereketli yağmurlara dönüştü, senin güzel yüzünde rengârenk çiçekler açtırdı kederli gözyaşlarım; sayısız mevsimler boyu ağladım. Defalarca solup yeniden yeşerdi ağaçlar; ben hem sonbaharlarda, hem ilkbaharlarda ağladım.”

Antik zamanlarda günün birinde Yunanistan’ın Delos Adası açıklarında, denizde bir kız çocuğu bulunur. Balıkçı Navagos’un sarıp sarmalayıp eve götürdüğü bu soluk benizli kızda bir gariplik vardır. Hiç konuşmaz, yemez, içmez. Gözleri de tuhaftır. Kızın acayip halleri ev halkını korkutur ama adadaki kâhin gerçeği bir bakışta anlamıştır. Kâhine göre bu kız sıradan biri değildir.

O, gereklilik tanrıçası Ananke’dir ve dünyaya çok önemli şeyler yapmak için gelmiştir.

Zamanın başka bir yerinde Adrastia adlı genç bir kadın insanların ve tanrıların hikâyesini yazarken Delos açıklarında bulunan bir kızdan bahsetmektedir. Denizden gelen gök gözlü kız ve her şeyi olması gerektiği gibi yapan kudretli tanrıça Ananke, onun romanının baş kahramanıdır. Adrastia yazdıkça, içinde büyüyen karşı konulmaz bir arzu onu romanının geçtiği adaya, Delos’a çağırmaya başlar.

Berrak Yurdakul sizi Olympos’un zirvelerinden Hades’in derinliklerine, oradan da günümüze uzanan 2500 yıllık bir yolculuğa çıkarıyor. Genç bir kadının kaderi, dünyanın kaderine dönüşürken, Yurdakul insanlığı değiştirecek gücün yine sadece kadınların içinde olduğunun altını çiziyor...

“NE YANILAN, NE DE GÖZDEN KAÇIRANIM BEN. ÇÖLLERDEKİ KUM TANELERİNİN SAYISINI, GÖKYÜZÜNDEKİ YILDIZLARIN SAYISINI BİLENİM!”

“Sevgilim, uğruna tapınaklar yapılmayan, adaklar adanmayan, küçümsenmiş ve unutulmuş tanrılar şahidim olsun ki senden ayrıldığım günden beri ağladım. Bereketli yağmurlara dönüştü, senin güzel yüzünde rengârenk çiçekler açtırdı kederli gözyaşlarım; sayısız mevsimler boyu ağladım. Defalarca solup yeniden yeşerdi ağaçlar; ben hem sonbaharlarda, hem ilkbaharlarda ağladım.”

Antik zamanlarda günün birinde Yunanistan’ın Delos Adası açıklarında, denizde bir kız çocuğu bulunur. Balıkçı Navagos’un sarıp sarmalayıp eve götürdüğü bu soluk benizli kızda bir gariplik vardır. Hiç konuşmaz, yemez, içmez. Gözleri de tuhaftır. Kızın acayip halleri ev halkını korkutur ama adadaki kâhin gerçeği bir bakışta anlamıştır. Kâhine göre bu kız sıradan biri değildir.

O, gereklilik tanrıçası Ananke’dir ve dünyaya çok önemli şeyler yapmak için gelmiştir.

Zamanın başka bir yerinde Adrastia adlı genç bir kadın insanların ve tanrıların hikâyesini yazarken Delos açıklarında bulunan bir kızdan bahsetmektedir. Denizden gelen gök gözlü kız ve her şeyi olması gerektiği gibi yapan kudretli tanrıça Ananke, onun romanının baş kahramanıdır. Adrastia yazdıkça, içinde büyüyen karşı konulmaz bir arzu onu romanının geçtiği adaya, Delos’a çağırmaya başlar.

Berrak Yurdakul sizi Olympos’un zirvelerinden Hades’in derinliklerine, oradan da günümüze uzanan 2500 yıllık bir yolculuğa çıkarıyor. Genç bir kadının kaderi, dünyanın kaderine dönüşürken, Yurdakul insanlığı değiştirecek gücün yine sadece kadınların içinde olduğunun altını çiziyor...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat