Balıklarla Felsefe

Stok Kodu:
9786259969343
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
74
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%15 indirimli
120,00TL
102,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 12,47TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786259969343
1313438
Balıklarla Felsefe
Balıklarla Felsefe
102.00

Lüferler, kefaller, karagözler, koca kafalı, sivri suratlı kaya balıkları, hamsiler, tekir, pisi, zargana ve dil balıkları ve izmarit balıkları hep toplanmışlar tartışıyorlar:

Suyun dışında hava ve insan gibi şeyler var mı yok mu?

Söz almak isteyenler, parmak kaldırıyorlar. Bakıyorum da söz almak isteyenlerin genelini fırsattan istifade edip kendini göstermek isleyenler oluşturuyor. Meselâ, şu karagöze bakınız. Hangi taraf galip gelirse o tarafa geçiverecek olan ikiyüzlülerden ve yağcılardan birisi. Kongredeki konuşmasında, büyük balıklara yaranmaya çalışmıştı. Şimdi burada, onların aleyhinde atıp tutacağından eminim. Ya şu zavallı izmaritin heyecanına bakınız! Mühim cevherler, vecizeler sıralayarak, konuşmalarıyla herkesi mat edecek sanki! Çok ömür şey şu balıklar!

“Muhterem delege arkadaşlarım!” diye söze başladı. “Konumuz, denizin dışında bir hayatın ve maddenin bir üçüncü hâli olan gaz halinin olup olmadığı hususunun belirtilmesi idi. Biz, tecrübe ve bilgilerimize dayanarak bir gaz halinin bulunduğunu ve o gaz hali içinde başka canlıların, balıklara hiç benzemeyen hayvanların ve çok akıllı, bizi sürü halinde tutabilen, insan denilen canlıların bulunduğunu iddia ettik! Bu iddiamız çeşitli itirazlara uğradı. Böyle bir şeyin olamayacağı, böyle bir şeyi iddia etmenin bilim dışı, hatta neredeyse sapıklık olduğu söylendi. Bir kimsenin, bir şeye aklı ermeyebilir. Ama “Buna benim aklım ermiyor” diyecek yerde, kolayca kabul edemediği şeyleri söyleyenleri karalamak, onları sapıklıkla suçlamaya kalkışmak gerilik olmaz mı? Fakat ben, onları yine de mazeretli görüyorum. Çünkü bu suçlamalar, bilmemenin, anlayamamanın bir belirtisi olduğu gibi, o kimseyi kaldıramayacağı, hazmedemeyeceği bilgilerden koruyan bir kalkan oluyor.

Lüferler, kefaller, karagözler, koca kafalı, sivri suratlı kaya balıkları, hamsiler, tekir, pisi, zargana ve dil balıkları ve izmarit balıkları hep toplanmışlar tartışıyorlar:

Suyun dışında hava ve insan gibi şeyler var mı yok mu?

Söz almak isteyenler, parmak kaldırıyorlar. Bakıyorum da söz almak isteyenlerin genelini fırsattan istifade edip kendini göstermek isleyenler oluşturuyor. Meselâ, şu karagöze bakınız. Hangi taraf galip gelirse o tarafa geçiverecek olan ikiyüzlülerden ve yağcılardan birisi. Kongredeki konuşmasında, büyük balıklara yaranmaya çalışmıştı. Şimdi burada, onların aleyhinde atıp tutacağından eminim. Ya şu zavallı izmaritin heyecanına bakınız! Mühim cevherler, vecizeler sıralayarak, konuşmalarıyla herkesi mat edecek sanki! Çok ömür şey şu balıklar!

“Muhterem delege arkadaşlarım!” diye söze başladı. “Konumuz, denizin dışında bir hayatın ve maddenin bir üçüncü hâli olan gaz halinin olup olmadığı hususunun belirtilmesi idi. Biz, tecrübe ve bilgilerimize dayanarak bir gaz halinin bulunduğunu ve o gaz hali içinde başka canlıların, balıklara hiç benzemeyen hayvanların ve çok akıllı, bizi sürü halinde tutabilen, insan denilen canlıların bulunduğunu iddia ettik! Bu iddiamız çeşitli itirazlara uğradı. Böyle bir şeyin olamayacağı, böyle bir şeyi iddia etmenin bilim dışı, hatta neredeyse sapıklık olduğu söylendi. Bir kimsenin, bir şeye aklı ermeyebilir. Ama “Buna benim aklım ermiyor” diyecek yerde, kolayca kabul edemediği şeyleri söyleyenleri karalamak, onları sapıklıkla suçlamaya kalkışmak gerilik olmaz mı? Fakat ben, onları yine de mazeretli görüyorum. Çünkü bu suçlamalar, bilmemenin, anlayamamanın bir belirtisi olduğu gibi, o kimseyi kaldıramayacağı, hazmedemeyeceği bilgilerden koruyan bir kalkan oluyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat