Bir Askerin Günlüğünden Çanakkale Cephesinden Filistin’e

Stok Kodu:
9789758621279
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
152
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%20 indirimli
7,41TL
5,93TL
9789758621279
1031248
Bir Askerin Günlüğünden Çanakkale Cephesinden Filistin’e
Bir Askerin Günlüğünden Çanakkale Cephesinden Filistin’e
5.93

"Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale, Kafkas, Irak, Filistin, Aden, Romanya, Galiçya, Makedonya olmak üzere sekiz cephede Umman Denizi'nden Avusturya ortalarına kadar olan bölgelerde sel gibi kan akıttık. Milyonlarca zayiat verdik. Ocaklar söndü. Nesiller kurudu. Mesut yuvalar tarumar oldu.

En kuvvetli devletlerle beş sene dövüşmüştük. Mağlup olmuştuk. Elimizden silahlarımız alındıktan sonra Yunan sürüleri yaralı arslanların yatağına saldırdılar. Üç bucuk sene de onunla boğuştuktan sonra, onu da yüzülmüş tavşana benzettik. Bütün zincirleri kırdık. O savaşlar bugünkü kudretli devletimizin temelini kurdu. O akan kanların meyvasını bugünkü nesil idrak ediyor. Yalnız babalarının, dedelerinin nasıl uğraştıklarını bilmiyorlar. Bunları öğrenirlerse, şerefli hayatın da lezzetini daha iyi idrak etmiş olurlar.

O günlerden kalmış subay ve yedek subaylar var. Lakin gün günden de eksiliyoruz. Hepimizin bildiği ve gördüğü kendisiyle beraber gömülüyor. Torunlarımıza ne bırakıyoruz? Hiç. Ben bu eserimle biraz bir şey öğretebildiysem benim için ne mutlu."

"Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale, Kafkas, Irak, Filistin, Aden, Romanya, Galiçya, Makedonya olmak üzere sekiz cephede Umman Denizi'nden Avusturya ortalarına kadar olan bölgelerde sel gibi kan akıttık. Milyonlarca zayiat verdik. Ocaklar söndü. Nesiller kurudu. Mesut yuvalar tarumar oldu.

En kuvvetli devletlerle beş sene dövüşmüştük. Mağlup olmuştuk. Elimizden silahlarımız alındıktan sonra Yunan sürüleri yaralı arslanların yatağına saldırdılar. Üç bucuk sene de onunla boğuştuktan sonra, onu da yüzülmüş tavşana benzettik. Bütün zincirleri kırdık. O savaşlar bugünkü kudretli devletimizin temelini kurdu. O akan kanların meyvasını bugünkü nesil idrak ediyor. Yalnız babalarının, dedelerinin nasıl uğraştıklarını bilmiyorlar. Bunları öğrenirlerse, şerefli hayatın da lezzetini daha iyi idrak etmiş olurlar.

O günlerden kalmış subay ve yedek subaylar var. Lakin gün günden de eksiliyoruz. Hepimizin bildiği ve gördüğü kendisiyle beraber gömülüyor. Torunlarımıza ne bırakıyoruz? Hiç. Ben bu eserimle biraz bir şey öğretebildiysem benim için ne mutlu."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat