Brooklyn’de yetişen bir ağaç vardır. Kimileri buna Tuba ağacı derler. Tohumları nereye düşerse düşsün, oradan gökyüzüne erişmeye çalışan bir ağaç biter. Çevresi tahta perdeli arsalarda ve bakımsız süprüntü kümelerinin arasında büyür. Bodrum pencerelerinin parmaklıklarının arasından çıkar. Çimentoda yetişen tek ağaç odur. Kolayca yetişip, serpilir... Güneşsiz, susuz, adeta topraksız yaşar. Bir bakıma güzel bile sayılabilir ama yazık ki insanı bıktıracak kadar çok sayıda yetişir.
Bu roman, her genç kızın, her anne ve babanın okuması gereken bir kitaptır.
Brooklyn’de yetişen bir ağaç vardır. Kimileri buna Tuba ağacı derler. Tohumları nereye düşerse düşsün, oradan gökyüzüne erişmeye çalışan bir ağaç biter. Çevresi tahta perdeli arsalarda ve bakımsız süprüntü kümelerinin arasında büyür. Bodrum pencerelerinin parmaklıklarının arasından çıkar. Çimentoda yetişen tek ağaç odur. Kolayca yetişip, serpilir... Güneşsiz, susuz, adeta topraksız yaşar. Bir bakıma güzel bile sayılabilir ama yazık ki insanı bıktıracak kadar çok sayıda yetişir.
Bu roman, her genç kızın, her anne ve babanın okuması gereken bir kitaptır.