Bir
Bayan Hansen piposunun son dumanlarını tavanın boyalı kalaslarına doğru üfleyip küllerini silkelerken sordu.
'Saat kaç?'
'Sekiz, anne.' diye karşılık verdi Hulda.
'Gece yolcu pek gelmez sanırım, baksanıza hava ne kötü.'
'Ben de kimsenin geleceğini pek sanmıyorum, ama nasıl olsa bütün odalar hazır. Dışarıdan seslenen olursa duyarım.'
'Ağabeyin hâlâ dönmedi mi?'
'Hayır, daha gelmedi.'
'Ama bugün döneceğini söylemişti, değil mi?'
'Hayır, anneciğim, Joel, Tinn gölüne bir yolcu götürüyordu, çok geç yola çıktığı için de, Dal'e yarından önce dönebileceğini hiç sanmıyorum. Herhalde bu gece Moel'de kalır ya da Bamble'a, çiftçi Helmboe'yi görmeye gider...'
'Çiftçiyi ve kızını, değil mi?'
'Evet ya. Bilirsin, Siegfried kardeş kadar yakındır bana...' diye karşılık verdi genç kız.
(Kitabın Girişinden)
Bir
Bayan Hansen piposunun son dumanlarını tavanın boyalı kalaslarına doğru üfleyip küllerini silkelerken sordu.
'Saat kaç?'
'Sekiz, anne.' diye karşılık verdi Hulda.
'Gece yolcu pek gelmez sanırım, baksanıza hava ne kötü.'
'Ben de kimsenin geleceğini pek sanmıyorum, ama nasıl olsa bütün odalar hazır. Dışarıdan seslenen olursa duyarım.'
'Ağabeyin hâlâ dönmedi mi?'
'Hayır, daha gelmedi.'
'Ama bugün döneceğini söylemişti, değil mi?'
'Hayır, anneciğim, Joel, Tinn gölüne bir yolcu götürüyordu, çok geç yola çıktığı için de, Dal'e yarından önce dönebileceğini hiç sanmıyorum. Herhalde bu gece Moel'de kalır ya da Bamble'a, çiftçi Helmboe'yi görmeye gider...'
'Çiftçiyi ve kızını, değil mi?'
'Evet ya. Bilirsin, Siegfried kardeş kadar yakındır bana...' diye karşılık verdi genç kız.
(Kitabın Girişinden)