Bir Zamanlar Yukarıda: Eskiçağ Mezopotamya Dininin Göksel Yönü ve Göksel Kehanetler

Stok Kodu:
9786255518965
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
200
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%16 indirimli
240,00TL
201,60TL
Taksitli fiyat: 9 x 24,64TL
9786255518965
1381673
Bir Zamanlar Yukarıda: Eskiçağ Mezopotamya Dininin Göksel Yönü ve Göksel Kehanetler
Bir Zamanlar Yukarıda: Eskiçağ Mezopotamya Dininin Göksel Yönü ve Göksel Kehanetler
201.60

Eskiçağ Mezopotamya uygarlıkları, yazının süresi başladığı yıllardan sonra kendi dini inançlarını yazıya dökmüşlerdir. Bu bağlamda yapılan kazılar sonucu onların dini inançları hakkında birçok etkiye ulaşılmış ve Eskiçağ Mezopotamya insanının gökyüzü
Günün tarihindeki karakteristik özellikleri, inanışları ve incelemeleri. Eskiçağ Mezopotamya insanı, göğe bakan büyük bir aşkınlık içine girmiş ve çoğu inanışını gökyüzü ile bağdaştırmıştır.
Gökyüzünde Hiyerofaniyi, bir başka ifadeyle kutsalın tezahürünü gören Mezopotamya insanı, gökyüzünde ancak aşkın ve kutsal bir varlığın yaşayabileceğini hayal etmiştir. Özellikle şehirleşmenin yoğunluğu aşkın ve
Ulaşılamayan varlıklar, yerini daha dinamik tanrılara bırakmıştır. Mezopotamya insanı ise bu tanrılara sadece ibadet etmemiş, onların gökyüzündeki gözlemlenen yıldız ve gezegenlere benzetmiş, gökyüzündeki
Gezegenlere bakarak, onları inceleyerek göksel kehanet serileri üretmişlerdir. Eskiçağ'da bu kehanet serileri ve gökyüzü incelemeleri
Mezopotamya'nın çevredeki memleketleri, özellikle Yunan dünyasını etkileyerek yoldan geçene kadar gelen gökyüzü incelemelerine zemin hazırlamışlardı.

Eskiçağ Mezopotamya uygarlıkları, yazının süresi başladığı yıllardan sonra kendi dini inançlarını yazıya dökmüşlerdir. Bu bağlamda yapılan kazılar sonucu onların dini inançları hakkında birçok etkiye ulaşılmış ve Eskiçağ Mezopotamya insanının gökyüzü
Günün tarihindeki karakteristik özellikleri, inanışları ve incelemeleri. Eskiçağ Mezopotamya insanı, göğe bakan büyük bir aşkınlık içine girmiş ve çoğu inanışını gökyüzü ile bağdaştırmıştır.
Gökyüzünde Hiyerofaniyi, bir başka ifadeyle kutsalın tezahürünü gören Mezopotamya insanı, gökyüzünde ancak aşkın ve kutsal bir varlığın yaşayabileceğini hayal etmiştir. Özellikle şehirleşmenin yoğunluğu aşkın ve
Ulaşılamayan varlıklar, yerini daha dinamik tanrılara bırakmıştır. Mezopotamya insanı ise bu tanrılara sadece ibadet etmemiş, onların gökyüzündeki gözlemlenen yıldız ve gezegenlere benzetmiş, gökyüzündeki
Gezegenlere bakarak, onları inceleyerek göksel kehanet serileri üretmişlerdir. Eskiçağ'da bu kehanet serileri ve gökyüzü incelemeleri
Mezopotamya'nın çevredeki memleketleri, özellikle Yunan dünyasını etkileyerek yoldan geçene kadar gelen gökyüzü incelemelerine zemin hazırlamışlardı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat