Biz Seninle Daha Dün

Stok Kodu:
9786051430515
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
240
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%24 indirimli
300,00TL
228,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 27,87TL
9786051430515
1373730
Biz Seninle Daha Dün
Biz Seninle Daha Dün
228.00

Candan Selman üçüncü romanı "Biz Seninle Daha Dün" ile kayboluşun ve uyanışın haritasını çıkarıyor.  

Maya ve Aydın, 90’ların tozlu rock barlarında tanışıp evlenmiş, yirmi yıllık birlikteliğin ardından, aynı evde iki yabancıya dönüşmüşlerdi. Pandemiyle birlikte bütün çatlaklar görünür kılınmış, halının altına süpürülen sorunlar, salonun tam orta yerinde birikmişti. 
Zamanın ruhu Aydın’ı Rüya’nın kollarına, Maya’yı ise sosyal medyada keşfettiği gizemli gezgin Hayali Fener’in ışığına hapsetti.

“Maya ekranı kapatıp yerinden kalktı.  Pencere pervazına düşen kar tanelerine baktı. Sessiz ve beyazdı her yer. Hayali Fener’in etrafı dolduran neşeli sesi bir anda gitmiş, odayı yalnızlık sarmıştı. Gerçi Aydın evdeyken de aynı sessizlik hâkimdi ortama. Kahvaltı masasında otururken, karşısındaki sandalye boş değildi ama Aydın, varlıkla yokluk arasında asılı duran bir gölge oturuyordu sessizce. Onu görmüyor, duymuyor ve hissetmiyordu. 
Pencereyi açıp elini dışarı çıkarttı. Usul usul yağan karları yakalamaya çalıştı. Soğuğu teninde hissederken ‘Kendi hikâyeni yazmaya ne zaman başlayacaksın?’ diye fısıldadı.”

“Bir yuvayı kurmak için iki kişi gerekirken, dağıtmak için tek kişi yeterli. Biri vazgeçtiğinde, diğeri ne yapabilir ki?”

Candan Selman üçüncü romanı "Biz Seninle Daha Dün" ile kayboluşun ve uyanışın haritasını çıkarıyor.  

Maya ve Aydın, 90’ların tozlu rock barlarında tanışıp evlenmiş, yirmi yıllık birlikteliğin ardından, aynı evde iki yabancıya dönüşmüşlerdi. Pandemiyle birlikte bütün çatlaklar görünür kılınmış, halının altına süpürülen sorunlar, salonun tam orta yerinde birikmişti. 
Zamanın ruhu Aydın’ı Rüya’nın kollarına, Maya’yı ise sosyal medyada keşfettiği gizemli gezgin Hayali Fener’in ışığına hapsetti.

“Maya ekranı kapatıp yerinden kalktı.  Pencere pervazına düşen kar tanelerine baktı. Sessiz ve beyazdı her yer. Hayali Fener’in etrafı dolduran neşeli sesi bir anda gitmiş, odayı yalnızlık sarmıştı. Gerçi Aydın evdeyken de aynı sessizlik hâkimdi ortama. Kahvaltı masasında otururken, karşısındaki sandalye boş değildi ama Aydın, varlıkla yokluk arasında asılı duran bir gölge oturuyordu sessizce. Onu görmüyor, duymuyor ve hissetmiyordu. 
Pencereyi açıp elini dışarı çıkarttı. Usul usul yağan karları yakalamaya çalıştı. Soğuğu teninde hissederken ‘Kendi hikâyeni yazmaya ne zaman başlayacaksın?’ diye fısıldadı.”

“Bir yuvayı kurmak için iki kişi gerekirken, dağıtmak için tek kişi yeterli. Biri vazgeçtiğinde, diğeri ne yapabilir ki?”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat