Ceza Hukuku Dergisi Sayı:30 - Nisan 2016

Stok Kodu:
1307085116046
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
244
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
40,00TL
1307085116046
1211633
Ceza Hukuku Dergisi Sayı:30 - Nisan 2016
Ceza Hukuku Dergisi Sayı:30 - Nisan 2016
40.00

CHD'nin yeni bir sayısında daha sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz.

Bu sayımızda da birbirinden kıymetli bilimsel çalışmaları siz değerli okuyucularımızla buluşturuyoruz. Bu vesileyle gerek yazarlarımıza gerekse hakemlerimize teşekkürü borç biliyoruz. Bu zamana kadar CHD'nin yayın istikrarı kazanmasında en büyük pay sahibi olan yazarlarımızın ve hakemlerimizin bundan sonraki sayılarımızda da aynı şekilde katkıda bulunacaklarına inanıyoruz.

Bu sayımızda iki makalenin uygulamacı bakış açısıyla kaleme alınmasını son derece önemli buluyoruz. Zira ülkemizde öğreti ve uygulama arasında ne yazık ki bir çekişme olduğu aşikardır. Öğreti kanadı, uygulamacıların güncel bilimsel tartışmaları takip etmediği ve öğretinin yaklaşımlarına gerekli önemi vermediğinden şikayetçidir. Uygulama kanadı ise öğretinin uygulamacıları hep eksiklikleriyle ön plana çıkardığı, bu suretle uygulamacıları ikinci plana ittiği ve adaletin sağlanmasında uygulamacıların üstelerine düşün sorumluluğu yerine getirmediği şeklinde bir ön yargıya sahip olduğu kanaatini taşımaktadır. Bu da öğreti ile uygulama arasında iş birliğine dayanan güçlü bir ilişki kurulmasını engellemekte, aradaki mesafe de gün geçtikçe artmaktadır. Biz bunu son derece tehlikeli bir durum olarak kabul etmekteyiz. Zira ortada birbirinden tamamen izole edilmiş, bağımsız iki alan söz konusu değildir. Öğreti ile uygulama arasında öncelik – sonralık ilişkisine dayalı bir hiyerarşi kurmak mümkün değildir. Öğreti uygulamayı, uygulama da öğretiyi göz ardı ederek adaletin tecellisine katkıda bulunamazlar. Bu yüzden CHD olarak özellikle uygulamacılar tarafından ceza ve ceza muhakemesi hukuku uygulamasını eleştirel ve derinlikli bir bakış açısıyla ele alınan çalışmaların hem nicelik hem de nitelik açısından artış göstermesini bir gereklilik olarak kabul ediyoruz.

Uygulama ile öğreti arasındaki ilişkiye bu denli vurgu yapmamızın temel sebeplerinden biri de 2016 yılıyla birlikte bir kanun yolu olarak istinafın işlerlik kazanacağı yönünde somut girişimlerin hız kazanmasıdır. İstinaf kanun yoluyla artık denetim muhakemesi bakımından yeni bir süreç yaşanmaya başlanacak, bu süreç kimi mevcut sorunları çözerken, bununla birlikte yeni sorunlu alanların da ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir. Dolayısıyla ceza adaletinin sağlanması bakımından fiili olarak girilecek bu yeni süreçte kısır çatışmaların bir kenara bırakılarak çözüm odaklı işbirliklerinin hayata geçirilmesi şarttır. Umut ediyoruz ki önümüzdeki süreç ceza hukuku öğretisinin ve uygulamasının bütünlük içerisinde hareket ettiği yeni bir gelişim sürecine dönüşür.

Bir sonraki sayımızda buluşmak dileğiyle…

CHD'nin yeni bir sayısında daha sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz.

Bu sayımızda da birbirinden kıymetli bilimsel çalışmaları siz değerli okuyucularımızla buluşturuyoruz. Bu vesileyle gerek yazarlarımıza gerekse hakemlerimize teşekkürü borç biliyoruz. Bu zamana kadar CHD'nin yayın istikrarı kazanmasında en büyük pay sahibi olan yazarlarımızın ve hakemlerimizin bundan sonraki sayılarımızda da aynı şekilde katkıda bulunacaklarına inanıyoruz.

Bu sayımızda iki makalenin uygulamacı bakış açısıyla kaleme alınmasını son derece önemli buluyoruz. Zira ülkemizde öğreti ve uygulama arasında ne yazık ki bir çekişme olduğu aşikardır. Öğreti kanadı, uygulamacıların güncel bilimsel tartışmaları takip etmediği ve öğretinin yaklaşımlarına gerekli önemi vermediğinden şikayetçidir. Uygulama kanadı ise öğretinin uygulamacıları hep eksiklikleriyle ön plana çıkardığı, bu suretle uygulamacıları ikinci plana ittiği ve adaletin sağlanmasında uygulamacıların üstelerine düşün sorumluluğu yerine getirmediği şeklinde bir ön yargıya sahip olduğu kanaatini taşımaktadır. Bu da öğreti ile uygulama arasında iş birliğine dayanan güçlü bir ilişki kurulmasını engellemekte, aradaki mesafe de gün geçtikçe artmaktadır. Biz bunu son derece tehlikeli bir durum olarak kabul etmekteyiz. Zira ortada birbirinden tamamen izole edilmiş, bağımsız iki alan söz konusu değildir. Öğreti ile uygulama arasında öncelik – sonralık ilişkisine dayalı bir hiyerarşi kurmak mümkün değildir. Öğreti uygulamayı, uygulama da öğretiyi göz ardı ederek adaletin tecellisine katkıda bulunamazlar. Bu yüzden CHD olarak özellikle uygulamacılar tarafından ceza ve ceza muhakemesi hukuku uygulamasını eleştirel ve derinlikli bir bakış açısıyla ele alınan çalışmaların hem nicelik hem de nitelik açısından artış göstermesini bir gereklilik olarak kabul ediyoruz.

Uygulama ile öğreti arasındaki ilişkiye bu denli vurgu yapmamızın temel sebeplerinden biri de 2016 yılıyla birlikte bir kanun yolu olarak istinafın işlerlik kazanacağı yönünde somut girişimlerin hız kazanmasıdır. İstinaf kanun yoluyla artık denetim muhakemesi bakımından yeni bir süreç yaşanmaya başlanacak, bu süreç kimi mevcut sorunları çözerken, bununla birlikte yeni sorunlu alanların da ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir. Dolayısıyla ceza adaletinin sağlanması bakımından fiili olarak girilecek bu yeni süreçte kısır çatışmaların bir kenara bırakılarak çözüm odaklı işbirliklerinin hayata geçirilmesi şarttır. Umut ediyoruz ki önümüzdeki süreç ceza hukuku öğretisinin ve uygulamasının bütünlük içerisinde hareket ettiği yeni bir gelişim sürecine dönüşür.

Bir sonraki sayımızda buluşmak dileğiyle…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat