Çocuk Klasikleri Seti - 10 Kitap Takım (Ciltli)

Stok Kodu:
2789788617409
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
1710
Baskı:
1
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
2. Hamur
%23 indirimli
430,00TL
331,10TL
2789788617409
1245263
Çocuk Klasikleri Seti - 10 Kitap Takım (Ciltli)
Çocuk Klasikleri Seti - 10 Kitap Takım (Ciltli)
331.10

DEMİR MASKE  Alexandre Dumas

Fransa Kralı 13. Lui’nin saltanatının son yıllarında anne ve babalarının bile ayırt etmekte zorlandığı ikiz çocukları dünyaya gelir. Kraliyet, Fransa’nın geleceği için  ikizlerden birinin  halktan saklanması gerektiğine  karar verir. Bu sırrı üç dört kişi haricinde kimse bilmemektedir. Sır ikizler büyüyünce ortaya çıkar ve iktidar savaşlarının başlamasına yol açar.

ÜÇ SİLAHŞORLAR  Alexandre Dumas

Genç Dartanyan silahşor olabilmek ve kralın hizmetine girmek için Paris’e gelir. Kralın  komutanlarından Treville’i bulur. Bu arada yaşanan bazı talihsiz olaylar ve yanlış anlamalar yüzünden üç silahşorlar; Athos, Porthos ve Aramis, Dartanyan’ı  üç ayrı yerde düelloya davet ederler. Düello başlamak üzereyken Komutan Treville’in rakibi olan Kardinal Richelieu’nün asker- lerinin saldırısına uğrarlar. Bunun üzerine Dartanyan, üç silahşorları da yanına alarak  güç birliği yapar. Yaşanan bütün bu olaylar sarsılmaz bir dostluğun başlangıcı olur.

TOM SAWYER  Mark Twain

Tom, St. Petersburg köyünde yaşayan yaramaz bir çocuktur. Bir gün Huck ve Joe ile gizli bir plan yaparak ıssız bir adaya saklanırlar. Herkes onları öldü zanneder ve cenaze töreni yaparlar. Fakat bunun bir oyun olduğu sonradan ortaya çıkınca  köyde yaşayanlar onlara tavır alır.  Tom ve Huck bu işten  kasabada yaşayan Bayan Douglas’ı öldürme planı yapan haydutları ortaya çıkararak  kurtulurlar. Haydut Kızılderili Joe bunun sonucunda hapse atılır. Onun definesinin yerini bilen kişiler olarak Tom ve Huck hayatlarının sonuna kadar varlıklı bir yaşam sürerler.

80 GÜNDE DEVRİÂLEM  Jules Verne

Phileas Fogg zengin, kibar bir adamdır. Günlerini evinde ve üyesi olduğu Londra Reform Kulübünde geçirir. O günlerde İngiltere Bankası soyulur ve yapılan tartışmalar dünyanın seksen günde gezilip gezilemeyeceği konusuna dönüşür.

Phileas Fogg dünyanın seksen günde gezilebileceği üzerine iddiaya girer ve bütün servetini ortaya koyar. Fogg ve yardımcısı Passepartout yolculuk için hazırlıklara başlarlar. Onları entrika- larla dolu, bol maceralı bir yolculuk beklemektedir. En sonunda Fogg iddiayı kazanır ve Bayan Audo ile evlenerek servetine servet katar.

HEIDI  Johanna Spyri

Heidi  çok küçük yaşta annesini ve babasını kaybeder ve teyzesiyle birlikte yaşamaya başlar. Teyzesi bir iş fırsatını değerlendirmek istediği için Heidi’yi bir dağ köyünde oturan dedesine bırakır. Heidi burada arkadaşı Peter’le çok mutludur. Bir gün teyzesi geri gelir ve onu Frankfurt’a götürür. Orada engelli bir çocuğa arkadaşlık yapmasını istemektedir. Clara, Heidi’nin arkadaşlığından mutlu olmuştur, ama Heidi şehir yaşamına alışkın olmadığı için mutsuzdur. Dedesini ve köyünü çok özlemiştir. Heidi günden güne zayıflar ve hastalanır köyüne dönmek istediğini söyler. Köyüne döner ve iyileşir. Arkadaşı Clara’da onunla birlikte gelir. Heidi, Clara’nın tekerlekli sandalyeden kurtulmasına  yardım eder bu da güzel bir dostluğun başlamasına sebep olur.

PİNOKYO Carlo Collodi

Marangoz Geppetto, tahtadan; oynayan, gülen, taklalar atan bir kukla yapmak isterken ortaya gerçek çocuklar gibi hareket eden yaramaz bir kukla çıkar. Bu yaramaz kukla Pinokyo başını sürekli derde sokar. Geppetto’nun yanından ayrılıp gerçek dünyayla tanışmak üzere maceralı bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuğun sonunda Pinokyo, Mavi Peri tarafından gerçek bir çocuğa dönüştürülür. En sonunda iyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı yalan ile doğruyu ayırt etmeyi normal insanlar gibi olmayı öğrenir.

DON KİŞOT  Cervantes

Don Kişot okuduğu romanlardan etkilenerek kendini şövalye zanneder. Ülke ülke dolaşarak bütün kötülükleri ortadan kaldırmaya ve insanları mutlu etmeye karar verir. Evindeki paslı eski zırhı tamir eder ve atı Sancho Panza’ya binerek mecaralı bir yolculuğa çıkar. Yolda karşılaştığı yeldeğirmenlerini kötü devler olarak görür ve onlara saldırır. Koyun sürülerini ordu zanneder zayıf tarafın yardımına koşar. Yaşadığı böyle birtakım macera- lardan sonra aklı başına gelir. Bütün bu yaşananların hayal ürünü olduğunu fark ederek köyüne döner ve  yaşamının sonuna kadar burada yaşar.

POLLYANNA  Eleanor H. Porter

Pollyanna, on bir yaşında güler yüzlü, neşeli bir çocuktur. Tutucu zor bir kadın olan Polly teyzesiyle yaşamak üzere onun yanına taşınır. Her şeyle mutlu olabilen ve hiçbir şekilde neşesi hiç bozulmayan Pollyanna’ya teyzesinin yardımcısı Nancy bu mut- luluğunun sebebini sorar. O da babasıyla oynadığı mutluluk oyunundan bahseder. Kısa sürede herkese kendini sevdiren Pollyanna bir gün kaza geçirir ve sakat kalır. Çevresindekiler o üzülmesin diye mutluluk oyununu oynamaya başlarlar hatta teyzesi bile. Pollyanna aslında kötü gibi görünen şeylerin düşündüğümüz gibi kötü olmadığını en küçük şeylerden  bile mutlu olabileceğimizi öğretir.

ROBINSON CRUSOE  Daniel Defoe

Robinson macerayı çok seven bir gençtir. Bu tutkusu yüzünden limandan bir gemiye biner ve denize açılır. Bindiği gemi fırtınaya yakalanarak batar ve korsanların eline düşer. Bir gün cesaretini toplayarak korsanların elinden kaçar. Issız bir adaya düşer ve tek başına yaşam mücadelesi verir. İlk zamanlar yaptığı her şeyde başarısız olur, ama sonra hayatta kalmayı öğrenir. On iki yıl tek başına bu adada yaşar. Bir süre sonra adada kendinden  başka birilerinin olduğunu fark eder ve onları takip etmeye başlar. Bunların orada yaşayan yerliler olduğunu öğrenir. Yerlilerin eline düşen bir adama yardım eder ve onunla birlikte yaşamaya devam başlar. Artık bir arkadaşı vardır ve adı Cuma’dır. Bir gün bir İngiliz gemisinin uzaktan adaya yak- laşmakta olduğunu görürler ve bu gemiyle İngiltere’ye dönerler. Robinson orada evlenir, zengin bir adam olur. Yaşadığı adayı merak ederek geri döner.

DENİZLER ALTINDA 20 BİN FERSAH  Jules Verne

Doğa Tarihi Müzesinden Profesör Aronnax’tan, ticaret yollarını tehdit eden  deniz canavarının yakalanması için  düzenlenen bir sefere katılması istenir. Uşağı ile birlikte gemiye  binen profesör yaşanan talihsiz  bir kaza sonucu deniz canavarıyla tanışır.  Bu canavar muhteşem denizaltı Nautilus’tan başkası değildir.

Profesör ve arkadaşları, Kaptan Nemo sayesinde kimsenin bilmeye cesaret edemediği denizin  derinliklerinin gizemli dünyasını keşfedeceklerdir.

DEMİR MASKE  Alexandre Dumas

Fransa Kralı 13. Lui’nin saltanatının son yıllarında anne ve babalarının bile ayırt etmekte zorlandığı ikiz çocukları dünyaya gelir. Kraliyet, Fransa’nın geleceği için  ikizlerden birinin  halktan saklanması gerektiğine  karar verir. Bu sırrı üç dört kişi haricinde kimse bilmemektedir. Sır ikizler büyüyünce ortaya çıkar ve iktidar savaşlarının başlamasına yol açar.

ÜÇ SİLAHŞORLAR  Alexandre Dumas

Genç Dartanyan silahşor olabilmek ve kralın hizmetine girmek için Paris’e gelir. Kralın  komutanlarından Treville’i bulur. Bu arada yaşanan bazı talihsiz olaylar ve yanlış anlamalar yüzünden üç silahşorlar; Athos, Porthos ve Aramis, Dartanyan’ı  üç ayrı yerde düelloya davet ederler. Düello başlamak üzereyken Komutan Treville’in rakibi olan Kardinal Richelieu’nün asker- lerinin saldırısına uğrarlar. Bunun üzerine Dartanyan, üç silahşorları da yanına alarak  güç birliği yapar. Yaşanan bütün bu olaylar sarsılmaz bir dostluğun başlangıcı olur.

TOM SAWYER  Mark Twain

Tom, St. Petersburg köyünde yaşayan yaramaz bir çocuktur. Bir gün Huck ve Joe ile gizli bir plan yaparak ıssız bir adaya saklanırlar. Herkes onları öldü zanneder ve cenaze töreni yaparlar. Fakat bunun bir oyun olduğu sonradan ortaya çıkınca  köyde yaşayanlar onlara tavır alır.  Tom ve Huck bu işten  kasabada yaşayan Bayan Douglas’ı öldürme planı yapan haydutları ortaya çıkararak  kurtulurlar. Haydut Kızılderili Joe bunun sonucunda hapse atılır. Onun definesinin yerini bilen kişiler olarak Tom ve Huck hayatlarının sonuna kadar varlıklı bir yaşam sürerler.

80 GÜNDE DEVRİÂLEM  Jules Verne

Phileas Fogg zengin, kibar bir adamdır. Günlerini evinde ve üyesi olduğu Londra Reform Kulübünde geçirir. O günlerde İngiltere Bankası soyulur ve yapılan tartışmalar dünyanın seksen günde gezilip gezilemeyeceği konusuna dönüşür.

Phileas Fogg dünyanın seksen günde gezilebileceği üzerine iddiaya girer ve bütün servetini ortaya koyar. Fogg ve yardımcısı Passepartout yolculuk için hazırlıklara başlarlar. Onları entrika- larla dolu, bol maceralı bir yolculuk beklemektedir. En sonunda Fogg iddiayı kazanır ve Bayan Audo ile evlenerek servetine servet katar.

HEIDI  Johanna Spyri

Heidi  çok küçük yaşta annesini ve babasını kaybeder ve teyzesiyle birlikte yaşamaya başlar. Teyzesi bir iş fırsatını değerlendirmek istediği için Heidi’yi bir dağ köyünde oturan dedesine bırakır. Heidi burada arkadaşı Peter’le çok mutludur. Bir gün teyzesi geri gelir ve onu Frankfurt’a götürür. Orada engelli bir çocuğa arkadaşlık yapmasını istemektedir. Clara, Heidi’nin arkadaşlığından mutlu olmuştur, ama Heidi şehir yaşamına alışkın olmadığı için mutsuzdur. Dedesini ve köyünü çok özlemiştir. Heidi günden güne zayıflar ve hastalanır köyüne dönmek istediğini söyler. Köyüne döner ve iyileşir. Arkadaşı Clara’da onunla birlikte gelir. Heidi, Clara’nın tekerlekli sandalyeden kurtulmasına  yardım eder bu da güzel bir dostluğun başlamasına sebep olur.

PİNOKYO Carlo Collodi

Marangoz Geppetto, tahtadan; oynayan, gülen, taklalar atan bir kukla yapmak isterken ortaya gerçek çocuklar gibi hareket eden yaramaz bir kukla çıkar. Bu yaramaz kukla Pinokyo başını sürekli derde sokar. Geppetto’nun yanından ayrılıp gerçek dünyayla tanışmak üzere maceralı bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuğun sonunda Pinokyo, Mavi Peri tarafından gerçek bir çocuğa dönüştürülür. En sonunda iyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı yalan ile doğruyu ayırt etmeyi normal insanlar gibi olmayı öğrenir.

DON KİŞOT  Cervantes

Don Kişot okuduğu romanlardan etkilenerek kendini şövalye zanneder. Ülke ülke dolaşarak bütün kötülükleri ortadan kaldırmaya ve insanları mutlu etmeye karar verir. Evindeki paslı eski zırhı tamir eder ve atı Sancho Panza’ya binerek mecaralı bir yolculuğa çıkar. Yolda karşılaştığı yeldeğirmenlerini kötü devler olarak görür ve onlara saldırır. Koyun sürülerini ordu zanneder zayıf tarafın yardımına koşar. Yaşadığı böyle birtakım macera- lardan sonra aklı başına gelir. Bütün bu yaşananların hayal ürünü olduğunu fark ederek köyüne döner ve  yaşamının sonuna kadar burada yaşar.

POLLYANNA  Eleanor H. Porter

Pollyanna, on bir yaşında güler yüzlü, neşeli bir çocuktur. Tutucu zor bir kadın olan Polly teyzesiyle yaşamak üzere onun yanına taşınır. Her şeyle mutlu olabilen ve hiçbir şekilde neşesi hiç bozulmayan Pollyanna’ya teyzesinin yardımcısı Nancy bu mut- luluğunun sebebini sorar. O da babasıyla oynadığı mutluluk oyunundan bahseder. Kısa sürede herkese kendini sevdiren Pollyanna bir gün kaza geçirir ve sakat kalır. Çevresindekiler o üzülmesin diye mutluluk oyununu oynamaya başlarlar hatta teyzesi bile. Pollyanna aslında kötü gibi görünen şeylerin düşündüğümüz gibi kötü olmadığını en küçük şeylerden  bile mutlu olabileceğimizi öğretir.

ROBINSON CRUSOE  Daniel Defoe

Robinson macerayı çok seven bir gençtir. Bu tutkusu yüzünden limandan bir gemiye biner ve denize açılır. Bindiği gemi fırtınaya yakalanarak batar ve korsanların eline düşer. Bir gün cesaretini toplayarak korsanların elinden kaçar. Issız bir adaya düşer ve tek başına yaşam mücadelesi verir. İlk zamanlar yaptığı her şeyde başarısız olur, ama sonra hayatta kalmayı öğrenir. On iki yıl tek başına bu adada yaşar. Bir süre sonra adada kendinden  başka birilerinin olduğunu fark eder ve onları takip etmeye başlar. Bunların orada yaşayan yerliler olduğunu öğrenir. Yerlilerin eline düşen bir adama yardım eder ve onunla birlikte yaşamaya devam başlar. Artık bir arkadaşı vardır ve adı Cuma’dır. Bir gün bir İngiliz gemisinin uzaktan adaya yak- laşmakta olduğunu görürler ve bu gemiyle İngiltere’ye dönerler. Robinson orada evlenir, zengin bir adam olur. Yaşadığı adayı merak ederek geri döner.

DENİZLER ALTINDA 20 BİN FERSAH  Jules Verne

Doğa Tarihi Müzesinden Profesör Aronnax’tan, ticaret yollarını tehdit eden  deniz canavarının yakalanması için  düzenlenen bir sefere katılması istenir. Uşağı ile birlikte gemiye  binen profesör yaşanan talihsiz  bir kaza sonucu deniz canavarıyla tanışır.  Bu canavar muhteşem denizaltı Nautilus’tan başkası değildir.

Profesör ve arkadaşları, Kaptan Nemo sayesinde kimsenin bilmeye cesaret edemediği denizin  derinliklerinin gizemli dünyasını keşfedeceklerdir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat