Cumhur’un Ölüm İlanı

Stok Kodu:
9786256792821
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
96
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Kategori:
%35 indirimli
189,00TL
122,85TL
Taksitli fiyat: 9 x 15,02TL
Temin süresi 2 gündür.
9786256792821
1320133
Cumhur’un Ölüm İlanı
Cumhur’un Ölüm İlanı
122.85

Öykü serüvenine Cumhur’un Ölüm İlanı ile kaldığı yerden devam eden Ali Yağan, her öyküsünde ölümün farklı bir veçhesine yakından bakıyor. Titizlikle çalışılmış kurgularla, hikâye içinde hikâye anlattığı “sonsuz” öykülerle okuru ölümün çemberinde dolaştırıyor. Ölmeden önce ölen, kendi mezarını kazan, ölümün uzaktan duyulan sesiyle yolculuğa çıkan kahramanlar, yazarın hünerli kalemiyle unutulmaz karakterlere dönüşüyor.

Ezel ile ebed arasındaki mesafeyi kelimelerle kat eden ve bu uçurumda öyküsünün hem anlatıcısı hem kahramanı olan Yağan, en çok da insanın kendi hikâyesini anla(t)madaki acizliğine dikkat çeker: “Artık insan kendi aleyhinde bir şahit ve bir delildir.”

Onun öykülerinde hikâyesini anlatma sorumluluğu sırtına yüklenen insan, sanki biri ona “yıkıp yeniden var ettiğimizi hikâye et.” diye fısıldamış gibi ölümün ve dirimin kıyısında cesaretle dolaşır.
Bütün hikâyeler gibi; yazan, dinleyen ya da okuyan her zaman bir son bekler, oysa hikâyelerin, bu birbirine girmiş anlatıların sonu yoktur. Karlı günler gelir geçer, fırtına diner, mevsim bahara, yaza döner ama anlatılanlar tükenmez. Yüzyıllar sonra da anlatılacak olanlar aynıdır.

Öykü serüvenine Cumhur’un Ölüm İlanı ile kaldığı yerden devam eden Ali Yağan, her öyküsünde ölümün farklı bir veçhesine yakından bakıyor. Titizlikle çalışılmış kurgularla, hikâye içinde hikâye anlattığı “sonsuz” öykülerle okuru ölümün çemberinde dolaştırıyor. Ölmeden önce ölen, kendi mezarını kazan, ölümün uzaktan duyulan sesiyle yolculuğa çıkan kahramanlar, yazarın hünerli kalemiyle unutulmaz karakterlere dönüşüyor.

Ezel ile ebed arasındaki mesafeyi kelimelerle kat eden ve bu uçurumda öyküsünün hem anlatıcısı hem kahramanı olan Yağan, en çok da insanın kendi hikâyesini anla(t)madaki acizliğine dikkat çeker: “Artık insan kendi aleyhinde bir şahit ve bir delildir.”

Onun öykülerinde hikâyesini anlatma sorumluluğu sırtına yüklenen insan, sanki biri ona “yıkıp yeniden var ettiğimizi hikâye et.” diye fısıldamış gibi ölümün ve dirimin kıyısında cesaretle dolaşır.
Bütün hikâyeler gibi; yazan, dinleyen ya da okuyan her zaman bir son bekler, oysa hikâyelerin, bu birbirine girmiş anlatıların sonu yoktur. Karlı günler gelir geçer, fırtına diner, mevsim bahara, yaza döner ama anlatılanlar tükenmez. Yüzyıllar sonra da anlatılacak olanlar aynıdır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat