İsteriz ki milletimizin bütün fertleri, millet olarak mevcudiyetimizin dünü, bugünü ve geleceği hakkında zihin yormaktan hiç geri durmasın. Kimliğimizi oluşturan mazimiz ile, istikbale dair hayallerimiz hayatımıza anlam kazandıran bir istikamette, yürüyüş rotamızı çizsin, tempomuzu belirlesin. İsteriz ki iskeletimizin, kanımızın, genlerimizin nitelikleri kadar manevî yapımızı oluşturan “form”un zihnî kökenlerini de hakkıyla tanısın, bilsin. Bu niteliklerimiz içinde en tanınmaya, bilinmeye, korunmaya ve yüceltilmeye değer unsurları fark etsin ve bu değerleri büyük bir istikbal hazırlamakta gâyesine mesnet edinsin. Türk milletinin yeniden “büyük millet” vasfını kazanabilmesi için, bu arayışın hepimiz tarafından bıkıp usanmadan sürdürülmesi, yeni eserlerle yeni merhalelere doğru ilerletilmesi gerekiyor. Suskunluk, tembellik, hele zihin tembelliği ile asla büyük hedeflere ulaşılamaz. Biliriz ki, düşünce bağımsızlığına erişmiş, cesurca ve sağlam tenkitler yapan insanlar ortaya atılmadıkça, hakîkate erişmenin ve tekâmülü düşünmenin imkânı yoktur.
İsteriz ki milletimizin bütün fertleri, millet olarak mevcudiyetimizin dünü, bugünü ve geleceği hakkında zihin yormaktan hiç geri durmasın. Kimliğimizi oluşturan mazimiz ile, istikbale dair hayallerimiz hayatımıza anlam kazandıran bir istikamette, yürüyüş rotamızı çizsin, tempomuzu belirlesin. İsteriz ki iskeletimizin, kanımızın, genlerimizin nitelikleri kadar manevî yapımızı oluşturan “form”un zihnî kökenlerini de hakkıyla tanısın, bilsin. Bu niteliklerimiz içinde en tanınmaya, bilinmeye, korunmaya ve yüceltilmeye değer unsurları fark etsin ve bu değerleri büyük bir istikbal hazırlamakta gâyesine mesnet edinsin. Türk milletinin yeniden “büyük millet” vasfını kazanabilmesi için, bu arayışın hepimiz tarafından bıkıp usanmadan sürdürülmesi, yeni eserlerle yeni merhalelere doğru ilerletilmesi gerekiyor. Suskunluk, tembellik, hele zihin tembelliği ile asla büyük hedeflere ulaşılamaz. Biliriz ki, düşünce bağımsızlığına erişmiş, cesurca ve sağlam tenkitler yapan insanlar ortaya atılmadıkça, hakîkate erişmenin ve tekâmülü düşünmenin imkânı yoktur.