Yahudi-Türk cemaati Sefarad gruptandır. Yani Akdenizlidir. Yahudi ümmetinin en kalabalık kısmı Doğu Avrupa’da yaşardı. Akdeniz ülkelerinde bu meyanda Türkiye’de ve Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayanların Yahudi İspanyolcası dediğimiz renkli dili konuştuğu biliniyor. Malumdur ki, bütün Akdeniz mutfağı gibi bu mutfak ta, zeytinyağı üzerinde biçimlenir. Ve kuşkusuz tereyağı yüzünden etli ile sütlüyü bir arada pişiremeyen Avrupa Yahudilerinin aksine, bu konuda ülkemiz Yahudilerinin diğer dinlerdeki komşularından pek fazla farkı yoktur. Yani lezzetli ve zengin mutfakları vardır. Domatesin dışında birtakım sütlü peynirli sosları diğer komşular da kullanmaz. Akdeniz dünyası bütün dilleri konuşan ve üç dine inanan insanlarıyla müşterek bir kültür yaratmıştır. Bu Akdeniz’in içinde Yahudilerin, Müslümanların ve Hristiyanların yemekleri hele Doğu Akdeniz bölgesinde inanılmaz bir benzerlik taşır.
Deniz Alphan, bu mutfağı aslında kendi annesinin pişirdiklerini öğrenerek tarif ediyor. Galiba kitabın renkliliği de buna dayanıyor. Yazar iyi bir aşçı... Bu mutfağın Osmanlı medeniyeti içinde Yahudi halkının renklerini aksettirdiği açık. Şüphesiz her iyi aşçı gibi Deniz’in annesi Dina Hanım’da mutfakta kendi renklerine sahipti. Pişirmesekte reçeteleri ilgiyle okuyacağımız açık. Bunu da yapamayanların, ’’Dina’’ ve ’’Cuma Akşamı’’ bölümlerini okumaktan çok lezzet duyacaklarına inanıyorum
İlber Ortaylı
Yahudi-Türk cemaati Sefarad gruptandır. Yani Akdenizlidir. Yahudi ümmetinin en kalabalık kısmı Doğu Avrupa’da yaşardı. Akdeniz ülkelerinde bu meyanda Türkiye’de ve Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayanların Yahudi İspanyolcası dediğimiz renkli dili konuştuğu biliniyor. Malumdur ki, bütün Akdeniz mutfağı gibi bu mutfak ta, zeytinyağı üzerinde biçimlenir. Ve kuşkusuz tereyağı yüzünden etli ile sütlüyü bir arada pişiremeyen Avrupa Yahudilerinin aksine, bu konuda ülkemiz Yahudilerinin diğer dinlerdeki komşularından pek fazla farkı yoktur. Yani lezzetli ve zengin mutfakları vardır. Domatesin dışında birtakım sütlü peynirli sosları diğer komşular da kullanmaz. Akdeniz dünyası bütün dilleri konuşan ve üç dine inanan insanlarıyla müşterek bir kültür yaratmıştır. Bu Akdeniz’in içinde Yahudilerin, Müslümanların ve Hristiyanların yemekleri hele Doğu Akdeniz bölgesinde inanılmaz bir benzerlik taşır.
Deniz Alphan, bu mutfağı aslında kendi annesinin pişirdiklerini öğrenerek tarif ediyor. Galiba kitabın renkliliği de buna dayanıyor. Yazar iyi bir aşçı... Bu mutfağın Osmanlı medeniyeti içinde Yahudi halkının renklerini aksettirdiği açık. Şüphesiz her iyi aşçı gibi Deniz’in annesi Dina Hanım’da mutfakta kendi renklerine sahipti. Pişirmesekte reçeteleri ilgiyle okuyacağımız açık. Bunu da yapamayanların, ’’Dina’’ ve ’’Cuma Akşamı’’ bölümlerini okumaktan çok lezzet duyacaklarına inanıyorum
İlber Ortaylı