Doğum Günüme Çağırmak İstediğim Tek Kişi

Stok Kodu:
9789750859717
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
240
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%33 indirimli
200,00TL
134,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 16,38TL
9789750859717
1322683
Doğum Günüme Çağırmak İstediğim Tek Kişi
Doğum Günüme Çağırmak İstediğim Tek Kişi
134.00

“En iyi ihtimaller bile yorucu sonuçlara ulaşıyor, her olumlu ihtimal yeni ve daha büyük çabalar gerektiriyor, dünyanın yorgunluğu asla bitmiyor.”
Ömer F. Oyal son romanı Doğum Günüme Çağırmak İstediğim Tek Kişi’de doğum gününün gecesinde uyku tutmayan bir akademisyenin zihninin saplantılı akışına bizi davet ediyor. Üzerinde çalıştığı konunun
öznesi olan Evliyâ Çelebi’nin kendi hayatını nasıl ele geçirdiğini bize tutkulu ve takıntılı bir dille anlatıyor. Kitaplarla, kâğıtlarla, sonu gelmeyen düşünce silsilesiyle yaşayanların dünyasında zehir gibi gezinti...
Zihin ya sövgüyle ya da bir alıntıyla durmadan uyarılıyor. Efendi’nin zihninde durmadan bir alıntı; hangi ciltten, hangi fasıldan olduğu belirsiz bir yazı parçası yükseliyor. Suda bir türlü batmayı beceremeyen kesik kelleler gibi inatla bir inip bir çıkıyorlar. İsmail Maşukî’nin ve diğerlerinin vücutlarından ayrılmış başlarının Ahırkapı’dan Rumelihisarı Kayalar Mescidi’ne kadar bata çıka ilerleyişinden beter bir inat. Akla gelenlerin birbirlerine nasıl ve hangi yolda seslendikleri de belirsiz. Efendi’ye birbirinin yerini alan görüntüleri seyretmekten başka yapacak şey kalmıyor.

“En iyi ihtimaller bile yorucu sonuçlara ulaşıyor, her olumlu ihtimal yeni ve daha büyük çabalar gerektiriyor, dünyanın yorgunluğu asla bitmiyor.”
Ömer F. Oyal son romanı Doğum Günüme Çağırmak İstediğim Tek Kişi’de doğum gününün gecesinde uyku tutmayan bir akademisyenin zihninin saplantılı akışına bizi davet ediyor. Üzerinde çalıştığı konunun
öznesi olan Evliyâ Çelebi’nin kendi hayatını nasıl ele geçirdiğini bize tutkulu ve takıntılı bir dille anlatıyor. Kitaplarla, kâğıtlarla, sonu gelmeyen düşünce silsilesiyle yaşayanların dünyasında zehir gibi gezinti...
Zihin ya sövgüyle ya da bir alıntıyla durmadan uyarılıyor. Efendi’nin zihninde durmadan bir alıntı; hangi ciltten, hangi fasıldan olduğu belirsiz bir yazı parçası yükseliyor. Suda bir türlü batmayı beceremeyen kesik kelleler gibi inatla bir inip bir çıkıyorlar. İsmail Maşukî’nin ve diğerlerinin vücutlarından ayrılmış başlarının Ahırkapı’dan Rumelihisarı Kayalar Mescidi’ne kadar bata çıka ilerleyişinden beter bir inat. Akla gelenlerin birbirlerine nasıl ve hangi yolda seslendikleri de belirsiz. Efendi’ye birbirinin yerini alan görüntüleri seyretmekten başka yapacak şey kalmıyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat