Hamd ve her türlü övgü âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Salat ve selam Allah'ın elçisi Hz. Muhammed(sav)'e, onun ev halkına ve ashabına olsun.
Meşhur birçok insanın, tanınmış liderlerin, ideoloji kurucularının, kahramanların ve toplum önderlerinin hayat hikâyeleri ilgi çektiği için biyografileri yazılmıştır. İnsanlar, onların hayat hikâyelerini, onları diğer insanlardan ayıran özelliklerini, hayattaki başarılarını ve başarısızlıklarını, hayatlarında izledikleri yol ve yöntemleri, problemlerle karşılaştıkları zaman ürettikleri çözümleri ve daha başka şeyleri merak saikiyle okumak ve öğrenmek isterler. Bundan dolayı biyoğrafi yazımı çok önem kazanmıştır. Tarih yazımı ile biyoğrafi yazımı arasında benzerlik vardır. Tarih toplumların hayat hikâyesini anlatırken, biyografi yazımı kişinin hayat hikâyesini anlatır.
Hz. Muhammed(sav)'in hayat hikâyesini anlatan yazı türüne "Siyer" adı verilmektedir. Hz. Peygamber(sav)'in hayat hikâyesinin yazımı, her ne kadar biyografi türüne girse de, önemine binâen İslam Tarihçileri, İslam Tarihine onun hayatını yazmakla başlamayı âdet haline getirmişlerdir. Bu bakımdan onun hayatı İslam Tarihinin bir parçası olmuştur. Aslında erken dönemde Hz. Muhammed (sav)'in hayatına ve onun savaşları (Meğazi) ile ilgili müstakil kitaplar yazıldığını da görmekteyiz. Siyer, İslam Tarihinin bir parçası olmaktan öte, İslam'ın üzerine inşa edildiği bir hayat hikâyesidir. Peygamberler içerisinde hayat hikâyesinin tesbit edilip tam olarak anlatıldığı hiçbir peygamber yoktur. Bunun tek istisnası Hz. Muhammed (sav)'dir. Çünkü onun sözleri, fiilleri ve davranışları, kendisi hayatta iken iyi anlaşılmış ve kavranmıştır. Vefatının üzerinden çok vakit geçmeden bunlar yazıya geçirilmiş, büyük hacimli bir "hadis külliyatı" meydana gelmiştir. İşte "Siyer" adı verilen Resulullah'ın hayat hikâyesi, aynı zamanda "Hadis Külliyatı" nın da bir bölümü olmuştur.
Hamd ve her türlü övgü âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Salat ve selam Allah'ın elçisi Hz. Muhammed(sav)'e, onun ev halkına ve ashabına olsun.
Meşhur birçok insanın, tanınmış liderlerin, ideoloji kurucularının, kahramanların ve toplum önderlerinin hayat hikâyeleri ilgi çektiği için biyografileri yazılmıştır. İnsanlar, onların hayat hikâyelerini, onları diğer insanlardan ayıran özelliklerini, hayattaki başarılarını ve başarısızlıklarını, hayatlarında izledikleri yol ve yöntemleri, problemlerle karşılaştıkları zaman ürettikleri çözümleri ve daha başka şeyleri merak saikiyle okumak ve öğrenmek isterler. Bundan dolayı biyoğrafi yazımı çok önem kazanmıştır. Tarih yazımı ile biyoğrafi yazımı arasında benzerlik vardır. Tarih toplumların hayat hikâyesini anlatırken, biyografi yazımı kişinin hayat hikâyesini anlatır.
Hz. Muhammed(sav)'in hayat hikâyesini anlatan yazı türüne "Siyer" adı verilmektedir. Hz. Peygamber(sav)'in hayat hikâyesinin yazımı, her ne kadar biyografi türüne girse de, önemine binâen İslam Tarihçileri, İslam Tarihine onun hayatını yazmakla başlamayı âdet haline getirmişlerdir. Bu bakımdan onun hayatı İslam Tarihinin bir parçası olmuştur. Aslında erken dönemde Hz. Muhammed (sav)'in hayatına ve onun savaşları (Meğazi) ile ilgili müstakil kitaplar yazıldığını da görmekteyiz. Siyer, İslam Tarihinin bir parçası olmaktan öte, İslam'ın üzerine inşa edildiği bir hayat hikâyesidir. Peygamberler içerisinde hayat hikâyesinin tesbit edilip tam olarak anlatıldığı hiçbir peygamber yoktur. Bunun tek istisnası Hz. Muhammed (sav)'dir. Çünkü onun sözleri, fiilleri ve davranışları, kendisi hayatta iken iyi anlaşılmış ve kavranmıştır. Vefatının üzerinden çok vakit geçmeden bunlar yazıya geçirilmiş, büyük hacimli bir "hadis külliyatı" meydana gelmiştir. İşte "Siyer" adı verilen Resulullah'ın hayat hikâyesi, aynı zamanda "Hadis Külliyatı" nın da bir bölümü olmuştur.