İnsan için iki türlü ilişki türünden söz etmek mümkündür. Birincisi insanın yaratıcısı ile olan, ikincisi ise hemcinsleri ile olan ilişki biçimidir. Genel olarak insanın yaratıcısı ile olan ilişkisi fıkıh külliyatında ibadetler başlığı altında ele alınırken hem cinsleri ile olan ilişkisi muâmelât ve ukûbât gibi başlıklar altında değerlendirilmekte olup hukuki olayları kapsamaktadır. İster ibadet sahasıyla ister hukuki olaylarla ilgili olsun insanın fiilleriyle ilgili hükümlerin geçerli ya da anlamlı olabilmesi, fiilin belirli vasıflarara/durumlara sahip olmasına bağlanmıştır. İlgili vasıf veya durumlardan bir kısmı fıkıh disiplininde şart kavramı ile ifade edilmektedir. Hükümlerin geçerli veya anlamlı olmasının kendisine bağlandığı vasıf yahut durumları ifade eden şart kavramının teorik zemini fıkıh usûlünde ortaya konmuş ve bir nazariye meydana gelmiştir. Çalışmamız, hükümlerin meydana gelmesinde önemli role sahip olan şart kavramını teorik zeminde ele almayı hedeflemiş ve fıkıh geleneğinde mezheplerin bu kavramla ilgili ortaya koydukları yaklaşımları tespit ve tahlil etmeye çalışmıştır.
İnsan için iki türlü ilişki türünden söz etmek mümkündür. Birincisi insanın yaratıcısı ile olan, ikincisi ise hemcinsleri ile olan ilişki biçimidir. Genel olarak insanın yaratıcısı ile olan ilişkisi fıkıh külliyatında ibadetler başlığı altında ele alınırken hem cinsleri ile olan ilişkisi muâmelât ve ukûbât gibi başlıklar altında değerlendirilmekte olup hukuki olayları kapsamaktadır. İster ibadet sahasıyla ister hukuki olaylarla ilgili olsun insanın fiilleriyle ilgili hükümlerin geçerli ya da anlamlı olabilmesi, fiilin belirli vasıflarara/durumlara sahip olmasına bağlanmıştır. İlgili vasıf veya durumlardan bir kısmı fıkıh disiplininde şart kavramı ile ifade edilmektedir. Hükümlerin geçerli veya anlamlı olmasının kendisine bağlandığı vasıf yahut durumları ifade eden şart kavramının teorik zemini fıkıh usûlünde ortaya konmuş ve bir nazariye meydana gelmiştir. Çalışmamız, hükümlerin meydana gelmesinde önemli role sahip olan şart kavramını teorik zeminde ele almayı hedeflemiş ve fıkıh geleneğinde mezheplerin bu kavramla ilgili ortaya koydukları yaklaşımları tespit ve tahlil etmeye çalışmıştır.