Gün Olur Asra Bedel

Stok Kodu:
9789754370539
Boyut:
12x20
Sayfa Sayısı:
413
Baskı:
78
Basım Tarihi:
2023-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%35 indirimli
135,00TL
87,75TL
Taksitli fiyat: 9 x 10,73TL
9789754370539
1139200
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra Bedel
87.75

Cengiz Aytmatov’un bütün dünyada geniş yankılar uyandıran bu romanı, yürek paralayan, tüyler ürperten bir haykırıştır. Fakat umutsuz bir çırpınış değil, tutsaklığa, baskılara ve sürgünlere karşı umudu hep diri tutan bir meydan okuyuştur. Yedigey Cangeldi, cepheden döndükten sonra Kazak bozkırlarında küçük bir tren aktarma istasyonunda çalışmaya başlar. Burada şahit olduğu ve uzak geçmişinden hatırladığı olaylar, aslında yekpare bir coğrafyaya kâbûs gibi çöken bir siyasî rejimin gümbür gümbür çöküşünün sebepleridir. Aytmatov, insanı yok sayan ve onu makineleştirmek isteyen sistemin aslında niçin çökmeye mahkum olduğunu bu romanında da gösteriyor. Yedigey, ölen emektar arkadaşı Kazangap’ın cenazesini mezarına götürürken, kendisinin ve milletinin geçmişini, acı-tatlı, düşündürücü yanlarıyla bir bir gözlerinin önünden geçirir. O gün, “asra bedel bir gün olur” onun için. Geçmişi, bugünü ve yarını büyük ustalıkla bir arada sunan Aytmatov, “Demiurg” uzay araştırmaları programı neticesinde keşfedilen bir uygarlığın, insanlarla iletişim kurma çabalarının yerküredeki yansımalarını gösterirken, adeta bizleri aynada kendimizle yüzleşmeye davet eder. Kazangap’ın götürüldüğü Ana-Beyit mezarlığı adını, Nayman Ana adlı efsanevî bir kadının orada gömülü olmasından alır. Aytmatov; Nayman Ana’nın hikâyesini verirken, dünyaya “mankurt” kavramını hediye eder. Bu garip, bu korkutucu kelime hangi anlama mı geliyor? İnsanın, yani bütün geçmişini her an beraberinde taşıyan varlığın yerini, hafızası ve hatıraları olmayan, ruhunu kaybetmiş, içi komutlarla doldurulmuş biyolojik bir makinenin aldığını düşünün.

Cengiz Aytmatov’un bütün dünyada geniş yankılar uyandıran bu romanı, yürek paralayan, tüyler ürperten bir haykırıştır. Fakat umutsuz bir çırpınış değil, tutsaklığa, baskılara ve sürgünlere karşı umudu hep diri tutan bir meydan okuyuştur. Yedigey Cangeldi, cepheden döndükten sonra Kazak bozkırlarında küçük bir tren aktarma istasyonunda çalışmaya başlar. Burada şahit olduğu ve uzak geçmişinden hatırladığı olaylar, aslında yekpare bir coğrafyaya kâbûs gibi çöken bir siyasî rejimin gümbür gümbür çöküşünün sebepleridir. Aytmatov, insanı yok sayan ve onu makineleştirmek isteyen sistemin aslında niçin çökmeye mahkum olduğunu bu romanında da gösteriyor. Yedigey, ölen emektar arkadaşı Kazangap’ın cenazesini mezarına götürürken, kendisinin ve milletinin geçmişini, acı-tatlı, düşündürücü yanlarıyla bir bir gözlerinin önünden geçirir. O gün, “asra bedel bir gün olur” onun için. Geçmişi, bugünü ve yarını büyük ustalıkla bir arada sunan Aytmatov, “Demiurg” uzay araştırmaları programı neticesinde keşfedilen bir uygarlığın, insanlarla iletişim kurma çabalarının yerküredeki yansımalarını gösterirken, adeta bizleri aynada kendimizle yüzleşmeye davet eder. Kazangap’ın götürüldüğü Ana-Beyit mezarlığı adını, Nayman Ana adlı efsanevî bir kadının orada gömülü olmasından alır. Aytmatov; Nayman Ana’nın hikâyesini verirken, dünyaya “mankurt” kavramını hediye eder. Bu garip, bu korkutucu kelime hangi anlama mı geliyor? İnsanın, yani bütün geçmişini her an beraberinde taşıyan varlığın yerini, hafızası ve hatıraları olmayan, ruhunu kaybetmiş, içi komutlarla doldurulmuş biyolojik bir makinenin aldığını düşünün.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat