Bu kitap Sanayi Devrimi'nden (1760'lardan) beri, dünyada ortaya çıkan teknolojik değişim ve onun da etkisiyle oluşan demokrasi, milliyetçilik ve sosyalizm akımlarının belirlediği küresel gelişmeleri ve onlara tepki olarak doğan bir siyasal hareket olarak popülizm olgusunu, küresel salgın ortamında inceleyen bir çalışmadır.
On sekizinci yüzyıldan itibaren dünya giderek artan oranda yönetme hakkının halkta olduğu savına göre düzenlenen siyasal sistemler ve hükümetlerle yönetilmiştir. Ancak, bu sava dayanarak yapılan girişimler ortaya tek bir halk yönetimi uygulaması çıkartmamış, farklı zaman ve coğrafyalarda etkili olan demokrasi, milliyetçilik ve sosyalizm gibi türlerine ve onların etkileşimlerine göre de farklılık içeren halk yönetimleri doğmuştur.
Siyasal sistemi halkın yöneteceği savı, halkın kim olduğunu tanımlamadan, kimler tarafından ve nasıl bir yönetimin vücut bulacağını belirlememektedir. Burada verilen yanıtlara göre fevkalade liberal bir demokrasi de, gayet şedit bir totaliter rejim de aynı halkın yönetme savına uygun olarak kurulabilmekte ve sürdürülebilmektedir. Kullanılan tanımların muğlaklığı ve çeşitliliği, en pekişmiş demokrasilerde bile liberal demokrasi karşıtı güçlü halk hareketlerine ve onların siyasal liderlerinin yükselmesine yol açabilmiştir.
Soğuk Savaş'ın bitiminden itibaren (1989 – 1991) süren küresel ve teknolojik gelişmeler yine bir halkçı (popülist) sava dayalı olarak farklı içerikte siyasal hareketlere, başta Kuzey Amerika ve Batı Avrupa olmak üzere, küresel olarak yol açmıştır. Bu kitap işte tam bu ortamda ortaya çıkan bir başka küresel olgu olan COVID-19 salgınının bu gelişmeleri nasıl etkileyeceği ve bizi nasıl bir dünyaya doğru yönlendirmekte olduğunu da araştıran bir çalışmadır.
Salgınla birlikte gittikçe keskinleşen tezatlıklar ve çatışmalar daha ciddi bir otoriter, hatta totaliter ülkelerin dünyasının mı, yoksa daha özgürlükçü liberal demokrasilerin dünyasının mı habercisidir? Bu ve benzeri soruların yanıtlarını merak edenler için bu hususların sadece yanıtı değil, aynı zamanda nasıl belirlenebileceği hakkındaki çözümlemeler de içeren bir yayın olarak Halk Yönetimi: Demokrasi ve Popülizm Çatışmasında Dünya okuyucuya sunulmaktadır.
Bu kitap Sanayi Devrimi'nden (1760'lardan) beri, dünyada ortaya çıkan teknolojik değişim ve onun da etkisiyle oluşan demokrasi, milliyetçilik ve sosyalizm akımlarının belirlediği küresel gelişmeleri ve onlara tepki olarak doğan bir siyasal hareket olarak popülizm olgusunu, küresel salgın ortamında inceleyen bir çalışmadır.
On sekizinci yüzyıldan itibaren dünya giderek artan oranda yönetme hakkının halkta olduğu savına göre düzenlenen siyasal sistemler ve hükümetlerle yönetilmiştir. Ancak, bu sava dayanarak yapılan girişimler ortaya tek bir halk yönetimi uygulaması çıkartmamış, farklı zaman ve coğrafyalarda etkili olan demokrasi, milliyetçilik ve sosyalizm gibi türlerine ve onların etkileşimlerine göre de farklılık içeren halk yönetimleri doğmuştur.
Siyasal sistemi halkın yöneteceği savı, halkın kim olduğunu tanımlamadan, kimler tarafından ve nasıl bir yönetimin vücut bulacağını belirlememektedir. Burada verilen yanıtlara göre fevkalade liberal bir demokrasi de, gayet şedit bir totaliter rejim de aynı halkın yönetme savına uygun olarak kurulabilmekte ve sürdürülebilmektedir. Kullanılan tanımların muğlaklığı ve çeşitliliği, en pekişmiş demokrasilerde bile liberal demokrasi karşıtı güçlü halk hareketlerine ve onların siyasal liderlerinin yükselmesine yol açabilmiştir.
Soğuk Savaş'ın bitiminden itibaren (1989 – 1991) süren küresel ve teknolojik gelişmeler yine bir halkçı (popülist) sava dayalı olarak farklı içerikte siyasal hareketlere, başta Kuzey Amerika ve Batı Avrupa olmak üzere, küresel olarak yol açmıştır. Bu kitap işte tam bu ortamda ortaya çıkan bir başka küresel olgu olan COVID-19 salgınının bu gelişmeleri nasıl etkileyeceği ve bizi nasıl bir dünyaya doğru yönlendirmekte olduğunu da araştıran bir çalışmadır.
Salgınla birlikte gittikçe keskinleşen tezatlıklar ve çatışmalar daha ciddi bir otoriter, hatta totaliter ülkelerin dünyasının mı, yoksa daha özgürlükçü liberal demokrasilerin dünyasının mı habercisidir? Bu ve benzeri soruların yanıtlarını merak edenler için bu hususların sadece yanıtı değil, aynı zamanda nasıl belirlenebileceği hakkındaki çözümlemeler de içeren bir yayın olarak Halk Yönetimi: Demokrasi ve Popülizm Çatışmasında Dünya okuyucuya sunulmaktadır.