
Yaşadığı çağda o zaman için bilinen dünyanın çok büyük bir kısmını fetheden ve Pers İmparatorluğu’nu ortadan kaldıran Makedonya Kralı Büyük İskender, dünyanın sonuna ulaşmayı amaçlayan bu fetih hareketiyle hem “Büyük” ünvanını kazanmış hem de günümüze kadar ulaşan ölümsüz bir ün elde etmiştir. İskender, MÖ 323’te Babil’de öldüğünde geride birçok eserle birlikte büyük bir imparatorluk bırakmıştır. On üç yıllık krallığında tarihin akışını büsbütün değiştirdiği söylenen İskender, zamanın kumlarının üstünü örtemediği, günümüze ulaşan bir isim hâline gelmiştir. Bunda etkileyici tarihsel kimliğinden dolayı hayatının efsaneleşmesinin ve hakkında birçok hikâye anlatılmasının rolü büyüktür.
İskender Hikâyeleri’nin belki de en etkileyici anlatımı Hamzavî’ye aittir. Türk edebiyatının ilk nasirlerinden olan Hamzavî, ilk manzum İskendernameyi yazan şair Ahmedî’nin kardeşidir. Hamzavî’nin İskendername’sinin öne çıkan özelliği, eserde peygamber kıssalarının anlatılması ve hikâyelerde hayalî ülkeler ile bu yerlere ait düşsel varlıklara çokça yer verilmesidir. Herhangi bir masal, hikâye, destan türü anlatıda tesadüf edilemeyecek sayıda ve türde düşsel varlığın “acaibü’l-mahlukat” adı altında metne yerleştirilmesi, bu eseri özel kılan niteliklerdendir.
Bu çalışmada;
Büyük İskender’in tarihsel kimliği ve İskendernameler üzerine genel bilgiler verilmiştir,
Hamzavî’nin hayatı ve edebi şahsiyeti belgeler ışığında ortaya konulmuştur,
Davud ve Süleyman Peygamber kıssalarının dil içi aktarımına yer verilmiştir,
Metinde geçen düşsel varlıkların (acaibü’l-mahlukat) özellikleri incelenmiş, bu bilgiler kimi zaman minyatürlerle desteklenmiştir,
Eserin transkripsiyonlu metni verilmiş, metin üzerine detaylı gramer incelemesi yapılmıştır,
İskendername’nin söz varlığı istatistik ve grafiklerle değerlendirilmiştir.
Yaşadığı çağda o zaman için bilinen dünyanın çok büyük bir kısmını fetheden ve Pers İmparatorluğu’nu ortadan kaldıran Makedonya Kralı Büyük İskender, dünyanın sonuna ulaşmayı amaçlayan bu fetih hareketiyle hem “Büyük” ünvanını kazanmış hem de günümüze kadar ulaşan ölümsüz bir ün elde etmiştir. İskender, MÖ 323’te Babil’de öldüğünde geride birçok eserle birlikte büyük bir imparatorluk bırakmıştır. On üç yıllık krallığında tarihin akışını büsbütün değiştirdiği söylenen İskender, zamanın kumlarının üstünü örtemediği, günümüze ulaşan bir isim hâline gelmiştir. Bunda etkileyici tarihsel kimliğinden dolayı hayatının efsaneleşmesinin ve hakkında birçok hikâye anlatılmasının rolü büyüktür.
İskender Hikâyeleri’nin belki de en etkileyici anlatımı Hamzavî’ye aittir. Türk edebiyatının ilk nasirlerinden olan Hamzavî, ilk manzum İskendernameyi yazan şair Ahmedî’nin kardeşidir. Hamzavî’nin İskendername’sinin öne çıkan özelliği, eserde peygamber kıssalarının anlatılması ve hikâyelerde hayalî ülkeler ile bu yerlere ait düşsel varlıklara çokça yer verilmesidir. Herhangi bir masal, hikâye, destan türü anlatıda tesadüf edilemeyecek sayıda ve türde düşsel varlığın “acaibü’l-mahlukat” adı altında metne yerleştirilmesi, bu eseri özel kılan niteliklerdendir.
Bu çalışmada;
Büyük İskender’in tarihsel kimliği ve İskendernameler üzerine genel bilgiler verilmiştir,
Hamzavî’nin hayatı ve edebi şahsiyeti belgeler ışığında ortaya konulmuştur,
Davud ve Süleyman Peygamber kıssalarının dil içi aktarımına yer verilmiştir,
Metinde geçen düşsel varlıkların (acaibü’l-mahlukat) özellikleri incelenmiş, bu bilgiler kimi zaman minyatürlerle desteklenmiştir,
Eserin transkripsiyonlu metni verilmiş, metin üzerine detaylı gramer incelemesi yapılmıştır,
İskendername’nin söz varlığı istatistik ve grafiklerle değerlendirilmiştir.