Hapsetme pratiği, insanlık tarihinde derin köklere sahip olsa da bunun bir ceza türü olarak uygulanışının tarihi, on sekizinci yüzyılın ortalarına dayanmaktadır. Bu kitapta, hapis cezasının dünya üzerinde yaygın bir ceza türü olarak uygulanmaya başlamasından itibaren henüz iki yüzyıl geçmeden başlayan tartışmalar ile şekillenen güçlü bir akım olarak hapis cezasından kaçış eğilimi, bunun ceza hukukundaki teorik temelleri ile karşılaştırmalı hukukta ve ülkemiz hukukundaki yansımaları incelenmektedir.
Hapis cezasının, önce ceza adalet sisteminin merkezine yerleştirilmesi ve ardından merkezden uzaklaştırılması çabası, ceza kavramının içeriğini dolduran cezalandırma anlayışıyla doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle öncelikle, çağdaş ceza hukukunu şekillendiren cezalandırma anlayışları sistematik şekilde ele alınmıştır. Bunun yanında yaptırım teorisine ilişkin olarak ceza, müeyyide, tedbir gibi sıklıkla kullanılan terim ve kavramlar da derinlemesine sorgulanmıştır.
Eserin kapsamı, ceza muhakemesi kronolojisinde mahkumiyet öncesinde cezalandırma ilişkisini kesen veya tutuklamaya alternatif olan kurumları dışarıda bırakacak şekilde sınırlandırılmıştır. Böylece, sadece hapis cezasına mahkumiyet sırasında ve infaz sürecinde söz konusu olan seçenek kurumlar inceleme kapsamına alınmıştır.
Bu çalışma, hapis cezasına seçenek olan ceza türleri ve infaz yöntemlerinin, idealist ve pragmatik olarak sınıflandırılabilecek çeşitli nedenlerle gün geçtikçe zenginleşip yaygınlaştığı çağımızda, hapis cezasını sistemin merkezinden uzaklaştırma anlayışına katkı sunma amacıyla hazırlanmıştır.
Hapsetme pratiği, insanlık tarihinde derin köklere sahip olsa da bunun bir ceza türü olarak uygulanışının tarihi, on sekizinci yüzyılın ortalarına dayanmaktadır. Bu kitapta, hapis cezasının dünya üzerinde yaygın bir ceza türü olarak uygulanmaya başlamasından itibaren henüz iki yüzyıl geçmeden başlayan tartışmalar ile şekillenen güçlü bir akım olarak hapis cezasından kaçış eğilimi, bunun ceza hukukundaki teorik temelleri ile karşılaştırmalı hukukta ve ülkemiz hukukundaki yansımaları incelenmektedir.
Hapis cezasının, önce ceza adalet sisteminin merkezine yerleştirilmesi ve ardından merkezden uzaklaştırılması çabası, ceza kavramının içeriğini dolduran cezalandırma anlayışıyla doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle öncelikle, çağdaş ceza hukukunu şekillendiren cezalandırma anlayışları sistematik şekilde ele alınmıştır. Bunun yanında yaptırım teorisine ilişkin olarak ceza, müeyyide, tedbir gibi sıklıkla kullanılan terim ve kavramlar da derinlemesine sorgulanmıştır.
Eserin kapsamı, ceza muhakemesi kronolojisinde mahkumiyet öncesinde cezalandırma ilişkisini kesen veya tutuklamaya alternatif olan kurumları dışarıda bırakacak şekilde sınırlandırılmıştır. Böylece, sadece hapis cezasına mahkumiyet sırasında ve infaz sürecinde söz konusu olan seçenek kurumlar inceleme kapsamına alınmıştır.
Bu çalışma, hapis cezasına seçenek olan ceza türleri ve infaz yöntemlerinin, idealist ve pragmatik olarak sınıflandırılabilecek çeşitli nedenlerle gün geçtikçe zenginleşip yaygınlaştığı çağımızda, hapis cezasını sistemin merkezinden uzaklaştırma anlayışına katkı sunma amacıyla hazırlanmıştır.