Hayatı Sevme Hastalığı

Stok Kodu:
9786052656037
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
240
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%28 indirimli
220,00TL
158,40TL
Taksitli fiyat: 9 x 19,36TL
9786052656037
1380816
Hayatı Sevme Hastalığı
Hayatı Sevme Hastalığı
158.40

2013 Yunus Nadi Roman Ödülü
2012 Duygu Asena Roman Ödülü
2013 Tepeyran Roman Ödülü

“İnsan annesini kaybedince ölümlü olduğunu anlıyor. Bir de aşkın bitme noktasında.”

Hayatı Sevme Hastalığı. Bu hastalığa yakalananlar iyi bilir; sevmek, kaybetme korkusuyla kuşatılmış bir savaş alanıdır ve bu savaşta ölenler gömülmezler – deliliğin içinden her seferinde hayata yeniden uyanırlar. 

Ayda, annesini kaybettikten sonra ilk kez bir faninin ölüm karşısındaki çaresizliğiyle yüzleşir. Ondan geriye kalan yalnızca bir mavi kazaktır; mülkiyetin eziyetinden bir türlü kurtulamayan, sahibini arar gibi Ayda’nın peşinden gelen bir kazak. Ve terk edildikten sonra aşk hummasına tutulur Ayda, biçare hâldeyken yan komşusu Neşe’yle karşılaşır. Hayatın kontrolünü bırakmayan, tarot kartlarıyla gelecek arayan, güçlü ama kalbi kırık bir kadın olan Neşe, onun acısına omuz verir. Çalkantılı bir dostluk başlar aralarında; çatışır, çarpışır ve sonunda birbirine tutunurlar. 

Sibel K. Türker’in, yasın ve aşkın birbirine karıştığı, kadın olmanın ağırlığını taşıyanların kalbine dokunan bu çok ödüllü romanı, hayatı sevmeye çalışan ama bir türlü beceremeyenler için...

“Zihin yitebilir bir gün ve insan denen camdan makine ufacık bir darbeyle paramparça olabilir. Yumuşacık ete bir bıçak saplanabilir, et cayır cayır yanabilir, kemikleriniz un ufak kırılabilir, kalbim dediğiniz kan pompası bir gün canı sıkılarak işini yapmaktan vazgeçebilir; ama ses kaybolmaz, değil mi? İnsan denen makine, sanıldığının aksine ne kadar da kusurlu, ne denli ölmeye yatkın, ne denli çaresiz geliyor size. Ama ses... Varlığın hayaleti, hep olacak ve kalacak olan...”

2013 Yunus Nadi Roman Ödülü
2012 Duygu Asena Roman Ödülü
2013 Tepeyran Roman Ödülü

“İnsan annesini kaybedince ölümlü olduğunu anlıyor. Bir de aşkın bitme noktasında.”

Hayatı Sevme Hastalığı. Bu hastalığa yakalananlar iyi bilir; sevmek, kaybetme korkusuyla kuşatılmış bir savaş alanıdır ve bu savaşta ölenler gömülmezler – deliliğin içinden her seferinde hayata yeniden uyanırlar. 

Ayda, annesini kaybettikten sonra ilk kez bir faninin ölüm karşısındaki çaresizliğiyle yüzleşir. Ondan geriye kalan yalnızca bir mavi kazaktır; mülkiyetin eziyetinden bir türlü kurtulamayan, sahibini arar gibi Ayda’nın peşinden gelen bir kazak. Ve terk edildikten sonra aşk hummasına tutulur Ayda, biçare hâldeyken yan komşusu Neşe’yle karşılaşır. Hayatın kontrolünü bırakmayan, tarot kartlarıyla gelecek arayan, güçlü ama kalbi kırık bir kadın olan Neşe, onun acısına omuz verir. Çalkantılı bir dostluk başlar aralarında; çatışır, çarpışır ve sonunda birbirine tutunurlar. 

Sibel K. Türker’in, yasın ve aşkın birbirine karıştığı, kadın olmanın ağırlığını taşıyanların kalbine dokunan bu çok ödüllü romanı, hayatı sevmeye çalışan ama bir türlü beceremeyenler için...

“Zihin yitebilir bir gün ve insan denen camdan makine ufacık bir darbeyle paramparça olabilir. Yumuşacık ete bir bıçak saplanabilir, et cayır cayır yanabilir, kemikleriniz un ufak kırılabilir, kalbim dediğiniz kan pompası bir gün canı sıkılarak işini yapmaktan vazgeçebilir; ama ses kaybolmaz, değil mi? İnsan denen makine, sanıldığının aksine ne kadar da kusurlu, ne denli ölmeye yatkın, ne denli çaresiz geliyor size. Ama ses... Varlığın hayaleti, hep olacak ve kalacak olan...”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat