Zizek'e göre Hitchcock'ta eşsiz bir boyut vardır ve bu boyutu belirleyen şeyin de Lacancı sinthomlar olduğunu iddia eder. "Bu sinthomlar Hitchcock'un filmlerinin sinematik dokusunun kendine özgü tadını, tözsel yoğunluğunu sağlar: Onlar olmaksızın, cansız biçimsel bir anlatıya sahip olurduk." İşte bu sebepten Hitchcock filmleri bir şekilde arzuladığımız nesneler olurlar. Bu sinthomların yanı sıra Zizek Hitchcock'un eserlerinin Lacan'ın bakış kuramını kusursuzca aktardığını ileri sürer. Zizek'e göre bakışın bu özgün anlarında seyirci bir nesneye bakmaz, resmin kendisi seyircinin fotoğrafını çeker. Hitchcock'un nesneleri adeta bakışa karşılık verir, bize bakar gibidir.
Zizek'e göre Hitchcock'ta eşsiz bir boyut vardır ve bu boyutu belirleyen şeyin de Lacancı sinthomlar olduğunu iddia eder. "Bu sinthomlar Hitchcock'un filmlerinin sinematik dokusunun kendine özgü tadını, tözsel yoğunluğunu sağlar: Onlar olmaksızın, cansız biçimsel bir anlatıya sahip olurduk." İşte bu sebepten Hitchcock filmleri bir şekilde arzuladığımız nesneler olurlar. Bu sinthomların yanı sıra Zizek Hitchcock'un eserlerinin Lacan'ın bakış kuramını kusursuzca aktardığını ileri sürer. Zizek'e göre bakışın bu özgün anlarında seyirci bir nesneye bakmaz, resmin kendisi seyircinin fotoğrafını çeker. Hitchcock'un nesneleri adeta bakışa karşılık verir, bize bakar gibidir.