Hizbu't Tahrir, evrensel bir İslami hâkimiyetten bahseden ve dikkate değer iddialara sahip bir hareket olarak ne istiyordu, hedefi neydi? Nispeten sınırlı sayısal gücüne ve fiili siyasi nüfuzuna rağmen gittikçe ağını genişleten, uluslararası bir teşkilat kuran bu hareketin menşeini 1940'ların sonlarında Kudüs'te bulmak mümkün. Daha spesifik olarak bu hareket, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasına, topraklarının ulus devletlere bölünmesine, İsrail'in kurulmasına ve Müslüman toplumların neo-emperyalizm karşısındaki acizliğine bir cevap mahiyetindedir.
Dr. Süha Taci Faruki Hizbu't Tahrir hareketinin yapısını, stratejisini, tarihini ve doğuşunu etraflıca araştırdığı bu çalışmasında, hareketin kurucu önderi olan Takiyüddin Nebhani'nin yazılarından çıkarttığı ana temaları çözümlemekte, radikalizm ve reformculuk arasında bir yerde duran 20. yüzyıl İslamcı söyleminin oluşumunda dönüm noktasını temsil eden Hizbu't Tahrir hareketi ile bu hareketin benimsediği ideolojik çerçeveye kaynaklık eden İslam anlayışı üzerine yoğunlaşmaktadır.
Hizbu't Tahrir, evrensel bir İslami hâkimiyetten bahseden ve dikkate değer iddialara sahip bir hareket olarak ne istiyordu, hedefi neydi? Nispeten sınırlı sayısal gücüne ve fiili siyasi nüfuzuna rağmen gittikçe ağını genişleten, uluslararası bir teşkilat kuran bu hareketin menşeini 1940'ların sonlarında Kudüs'te bulmak mümkün. Daha spesifik olarak bu hareket, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasına, topraklarının ulus devletlere bölünmesine, İsrail'in kurulmasına ve Müslüman toplumların neo-emperyalizm karşısındaki acizliğine bir cevap mahiyetindedir.
Dr. Süha Taci Faruki Hizbu't Tahrir hareketinin yapısını, stratejisini, tarihini ve doğuşunu etraflıca araştırdığı bu çalışmasında, hareketin kurucu önderi olan Takiyüddin Nebhani'nin yazılarından çıkarttığı ana temaları çözümlemekte, radikalizm ve reformculuk arasında bir yerde duran 20. yüzyıl İslamcı söyleminin oluşumunda dönüm noktasını temsil eden Hizbu't Tahrir hareketi ile bu hareketin benimsediği ideolojik çerçeveye kaynaklık eden İslam anlayışı üzerine yoğunlaşmaktadır.