“Bilgisayar tuşlarının mekanik tıkırtısı, telefon zilleri, durmaksızın çalışan fotokopi makinesinin vızıltısı, gülüşmelerle kesilen fısıltılar, bardaklara çarpan çay kaşıkları, koltuk gıcırtıları, açılıp kapanan çekmeceler, zımbalanan kâğıtlar… Sonra birden susuyor her şey. Zaman, sihirli bir değnekle dondurulmuş gibi asılı kalıyor bir süre. Herkes kulak kesilip sessizliği dinliyor.”
“Güller, aşkın yabancılaşmasıyla yaralanan, kentte yalnızlaşan, 'mağdur' bırakılan kadınların fısıltılarına kulak kabartıyor ve duyabildiklerini aktarıyor. Kitabın içinde erkek, sadece bir kere, o da kahramanlığa öykünerek başrolü kapabilmiş.”
- Sedat Demir
“Gamze Güller'in öykülerinde dikkatimi çeken, farklı dünyaları içtenlikle anlatması ve tekrara düşmemesi oldu. Dili, anlatımı, ayrıntı seçimi, atmosfer oluşturması kısa sürede kendi biçemini yaratacağının ipuçlarını veriyor.”
- Cemil Kavukçu
“Bilgisayar tuşlarının mekanik tıkırtısı, telefon zilleri, durmaksızın çalışan fotokopi makinesinin vızıltısı, gülüşmelerle kesilen fısıltılar, bardaklara çarpan çay kaşıkları, koltuk gıcırtıları, açılıp kapanan çekmeceler, zımbalanan kâğıtlar… Sonra birden susuyor her şey. Zaman, sihirli bir değnekle dondurulmuş gibi asılı kalıyor bir süre. Herkes kulak kesilip sessizliği dinliyor.”
“Güller, aşkın yabancılaşmasıyla yaralanan, kentte yalnızlaşan, 'mağdur' bırakılan kadınların fısıltılarına kulak kabartıyor ve duyabildiklerini aktarıyor. Kitabın içinde erkek, sadece bir kere, o da kahramanlığa öykünerek başrolü kapabilmiş.”
- Sedat Demir
“Gamze Güller'in öykülerinde dikkatimi çeken, farklı dünyaları içtenlikle anlatması ve tekrara düşmemesi oldu. Dili, anlatımı, ayrıntı seçimi, atmosfer oluşturması kısa sürede kendi biçemini yaratacağının ipuçlarını veriyor.”
- Cemil Kavukçu