Hanns Sachs ( 1881 - 1947 )
İlk psikanalistlerden biri ve Sigmund Freud'un yakın arkadaşıydı.
Hanss Sachs çalışmasında dostluktan aşka, aile bağlarından meslek seçimine kadar hayatın her alanında bilinçdışının rolünü vurguluyor. Özellikle aile içi dinamiklerin ve kuşak çatışmalarının bireyin karakterini nasıl inşa ettiğine dair önemli tespitlerde bulunuyor.
“Evlilikleri doğru bir şekilde görmek kolay değildir; çoğunlukla, her gün yanından geçip giderken bakılan, ama içeriğinin ne olduğunu tam olarak bilmeden bakılan vitrinlerdeki gibidir. Gözleme sunulan gerçekler de perspektifleri ve atmosferlerinden daha az şey ifade eder. Sürekli dostça bir karşılaşma gibi görünen şey, nefes kesici bir can sıkıntısı olabilir, dingin bir huzurun ardında buz gibi bir düşmanlık gizlenebilir, başkalarına büyük bir fırtına gibi görünen şey, ilgililer için sadece küçük bir atışmadır ve hatta havada uçuşan nesnelerle hararetli bir şekilde yürütülen bir kavga bile, bir barışma ve aşk sahnesinin başlangıcından daha kötü bir şey olmak zorunda değildir.”
“Ergenlik çağında babasıyla dik başlılık etmeden ve mahcubiyet duymadan konuşabilen kişi, yetişkin bir adam olduğunda Papa ve İmparator ile de konuşurken doğru üslubu bulmayı bilecektir.”
HANNS SACHS
Dorlion Yayınları olarak bu değerli çalışmayı Türkçeye ilk defa çevirerek okurlarımızla paylaşmaktan mutluyuz.
Hanns Sachs ( 1881 - 1947 )
İlk psikanalistlerden biri ve Sigmund Freud'un yakın arkadaşıydı.
Hanss Sachs çalışmasında dostluktan aşka, aile bağlarından meslek seçimine kadar hayatın her alanında bilinçdışının rolünü vurguluyor. Özellikle aile içi dinamiklerin ve kuşak çatışmalarının bireyin karakterini nasıl inşa ettiğine dair önemli tespitlerde bulunuyor.
“Evlilikleri doğru bir şekilde görmek kolay değildir; çoğunlukla, her gün yanından geçip giderken bakılan, ama içeriğinin ne olduğunu tam olarak bilmeden bakılan vitrinlerdeki gibidir. Gözleme sunulan gerçekler de perspektifleri ve atmosferlerinden daha az şey ifade eder. Sürekli dostça bir karşılaşma gibi görünen şey, nefes kesici bir can sıkıntısı olabilir, dingin bir huzurun ardında buz gibi bir düşmanlık gizlenebilir, başkalarına büyük bir fırtına gibi görünen şey, ilgililer için sadece küçük bir atışmadır ve hatta havada uçuşan nesnelerle hararetli bir şekilde yürütülen bir kavga bile, bir barışma ve aşk sahnesinin başlangıcından daha kötü bir şey olmak zorunda değildir.”
“Ergenlik çağında babasıyla dik başlılık etmeden ve mahcubiyet duymadan konuşabilen kişi, yetişkin bir adam olduğunda Papa ve İmparator ile de konuşurken doğru üslubu bulmayı bilecektir.”
HANNS SACHS
Dorlion Yayınları olarak bu değerli çalışmayı Türkçeye ilk defa çevirerek okurlarımızla paylaşmaktan mutluyuz.