Kadıköy’ün dar sokaklarında, eski dükkân tabelalarının
gölgesinde, yılların sakladığı bir hazine vardır: İsmail İnanç. Üçüncü kuşak esnaf olmanın getirdiği köklü bir aidiyetle, her müşterinin yüzünde, her çay sohbetinde, her akşamüstü rüzgârında bir hikâye biriktirmiştir. Onun belleği, yalnızca ticaretin değil; dostlukların, aşkların, ayrılıkların, sevinçlerin ve acıların tanığıdır. İsmail İnanç, yıllar boyunca yaşadıklarını ve gözlemlediklerini kelimelerin ince terazisinde tartarak, gönül
süzgecinden geçirerek, kimi zaman bir tebessüm, kimi zaman bir sızı bırakan aforizmalara dönüştürdü. Bu satırlar, yalnızca bir esnafın değil; bir semtin, bir dönemin, hatta bir kuşağın ruhunu yansıtan damıtılmış yaşantılardır. Dostlarının ısrarlı teşvikiyle, bu sözler artık raflardan ve vitrinlerden çıkıp sayfalara taşındı. Elinizdeki kitap, hafızanın sakladığı incilerin gün yüzüne çıkmış halidir. Her cümlede, geçmişin sıcaklığı ve insan olmanın değişmeyen halleriyle karşılaşacaksınız. Bu satırların, Kadıköy’ün kaldırımlarında yürüyenlerin ayak sesleri gibi, içinizde uzun süre yankılanması dileğiyle…
Kadıköy’ün dar sokaklarında, eski dükkân tabelalarının
gölgesinde, yılların sakladığı bir hazine vardır: İsmail İnanç. Üçüncü kuşak esnaf olmanın getirdiği köklü bir aidiyetle, her müşterinin yüzünde, her çay sohbetinde, her akşamüstü rüzgârında bir hikâye biriktirmiştir. Onun belleği, yalnızca ticaretin değil; dostlukların, aşkların, ayrılıkların, sevinçlerin ve acıların tanığıdır. İsmail İnanç, yıllar boyunca yaşadıklarını ve gözlemlediklerini kelimelerin ince terazisinde tartarak, gönül
süzgecinden geçirerek, kimi zaman bir tebessüm, kimi zaman bir sızı bırakan aforizmalara dönüştürdü. Bu satırlar, yalnızca bir esnafın değil; bir semtin, bir dönemin, hatta bir kuşağın ruhunu yansıtan damıtılmış yaşantılardır. Dostlarının ısrarlı teşvikiyle, bu sözler artık raflardan ve vitrinlerden çıkıp sayfalara taşındı. Elinizdeki kitap, hafızanın sakladığı incilerin gün yüzüne çıkmış halidir. Her cümlede, geçmişin sıcaklığı ve insan olmanın değişmeyen halleriyle karşılaşacaksınız. Bu satırların, Kadıköy’ün kaldırımlarında yürüyenlerin ayak sesleri gibi, içinizde uzun süre yankılanması dileğiyle…
