“Bu dar sokakta çocukluğumla karşılaştım. Güneş güne vedaya hazırlanıyor. Pencerelerden daha kızıl süzülüyor odalara. Bacalar tütmeye başladı. Kimi kömür, kimi meşe odunu, kimi tezek kokuyor. Duman zehirdir, iyisi mi olur demeyin. Olur efendim olur. Tüten baca, o evde yakacak odun bulunduğun bir ifadesidir. Bunu, dumanın bir kuş gibi süzüle süzüle göğe yükselişindeki huzurdan hissedersiniz. Lodos da yok. Bacalar iyi çekiyor. Sobalar keyfince gürül gürül yanıyorlar.”
“Aşkın olmadığı kalp yumruk kadar et parçasıdır. Ancak aşkla donandığında adı yürek olur.”
Hadi şimdi söyle; sen olsan hangisini tercih ederdin?
Hakikat şehrine girebilir mi?
İlmin kapısını açmayan kişi
Geleni gelmeden görebilir mi?
Dost elinden dolu içmeyen kişi
“Bu dar sokakta çocukluğumla karşılaştım. Güneş güne vedaya hazırlanıyor. Pencerelerden daha kızıl süzülüyor odalara. Bacalar tütmeye başladı. Kimi kömür, kimi meşe odunu, kimi tezek kokuyor. Duman zehirdir, iyisi mi olur demeyin. Olur efendim olur. Tüten baca, o evde yakacak odun bulunduğun bir ifadesidir. Bunu, dumanın bir kuş gibi süzüle süzüle göğe yükselişindeki huzurdan hissedersiniz. Lodos da yok. Bacalar iyi çekiyor. Sobalar keyfince gürül gürül yanıyorlar.”
“Aşkın olmadığı kalp yumruk kadar et parçasıdır. Ancak aşkla donandığında adı yürek olur.”
Hadi şimdi söyle; sen olsan hangisini tercih ederdin?
Hakikat şehrine girebilir mi?
İlmin kapısını açmayan kişi
Geleni gelmeden görebilir mi?
Dost elinden dolu içmeyen kişi