"Hatırlayan gözden boşalır bir yaş. Yitiğini bulanın payına düşen ağlamaktır. Ağlamak, yeniden doğmaktır."
Mehmet Akif Şöhretli'nin "Kanlı Yaşa Övgü"sü, acının ve hüznün insanı nasıl dönüştürdüğünü keşfeden derin bir şiir yolculuğu. Yirmi yıla yakın bir süreçte kaleme alınan şiirlerle oluşan bu kitap, hem kişisel acıların hem de toplumsal yaraların şiir dilindeki karşılığını arıyor.
Kitapta, Filistin'deki mazlum çocuklara seslenişten kentli yaşamın sahte değerlerine kadar uzanan geniş bir tema yelpazesi bulacaksınız. "Köylüleri Niçin öldürdük" gibi güçlü toplumsal eleştirilerden "Merhem ya da Em" gibi tasavvufi derinlikli şiirlere, "Lümpen Şiir" gibi ironik gözlemlerden "Elim Yaralı" gibi kişisel acı itiraflarına...
Şöhretli, geleneksel şiirin zarafetini modern yaşamın gerçekleriyle buluşturuyor. Dilinde arkaik kelimelerin güzelliği var, ama çağının sorunlarına da sıkıca tutunmuş. Ağlamayı bir zafiyet değil, bir arınma ve yeniden doğuş ritüeli olarak gören şair, okuyucuyu da bu dönüşümün ortağı yapıyor.
Bu kitap, sadece şiir meraklıları için değil, hayatın zorluklarıyla yüzleşen, acıyı anlamlandırmaya çalışan herkes için yazılmış. Çünkü Şöhretli'nin şiirlerinde en kişisel acılar bile evrensel bir boyut kazanıyor.
İlk kitabında böylesine olgun bir ses yakalayan şairin, Türk şiirine sunduğu bu değerli katkı, okuyucularını hem düşündürecek hem de derinden etkileyecek.
"Kanlı yaş, kuru ekmeğe katıktır. Miskine hüzün kepçe kepçe, bahtiyarlık kaşık kaşıktır.
"Hatırlayan gözden boşalır bir yaş. Yitiğini bulanın payına düşen ağlamaktır. Ağlamak, yeniden doğmaktır."
Mehmet Akif Şöhretli'nin "Kanlı Yaşa Övgü"sü, acının ve hüznün insanı nasıl dönüştürdüğünü keşfeden derin bir şiir yolculuğu. Yirmi yıla yakın bir süreçte kaleme alınan şiirlerle oluşan bu kitap, hem kişisel acıların hem de toplumsal yaraların şiir dilindeki karşılığını arıyor.
Kitapta, Filistin'deki mazlum çocuklara seslenişten kentli yaşamın sahte değerlerine kadar uzanan geniş bir tema yelpazesi bulacaksınız. "Köylüleri Niçin öldürdük" gibi güçlü toplumsal eleştirilerden "Merhem ya da Em" gibi tasavvufi derinlikli şiirlere, "Lümpen Şiir" gibi ironik gözlemlerden "Elim Yaralı" gibi kişisel acı itiraflarına...
Şöhretli, geleneksel şiirin zarafetini modern yaşamın gerçekleriyle buluşturuyor. Dilinde arkaik kelimelerin güzelliği var, ama çağının sorunlarına da sıkıca tutunmuş. Ağlamayı bir zafiyet değil, bir arınma ve yeniden doğuş ritüeli olarak gören şair, okuyucuyu da bu dönüşümün ortağı yapıyor.
Bu kitap, sadece şiir meraklıları için değil, hayatın zorluklarıyla yüzleşen, acıyı anlamlandırmaya çalışan herkes için yazılmış. Çünkü Şöhretli'nin şiirlerinde en kişisel acılar bile evrensel bir boyut kazanıyor.
İlk kitabında böylesine olgun bir ses yakalayan şairin, Türk şiirine sunduğu bu değerli katkı, okuyucularını hem düşündürecek hem de derinden etkileyecek.
"Kanlı yaş, kuru ekmeğe katıktır. Miskine hüzün kepçe kepçe, bahtiyarlık kaşık kaşıktır.
