Kesal

Stok Kodu:
9786052967560
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
218
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%25 indirimli
220,00TL
165,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 20,17TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786052967560
1062170
Kesal
Kesal
165.00

Havada toprak kokusu vardı. Yağmur yağdıktan sonra oluşan o bilindik eşsiz koku… Bütün ciğerlerime dolmuştu sanki; ama çok da şikayetçi değildim bu durumdan. Sadece biraz korkutuyordu beni. Çocukluğumun yağmurlu günleri geliyordu aklıma. Kaçtığım, korktuğum yağmurlar... Neden kaçıyordum ki, bu kokuyu duymak varken… İşte şimdi çok yakınımdaydı o toprak.

Göremiyordum, sadece duyumsadığım bir toprak kokusu vardı o kadar. Elimde sadece o vardı. Ama daha fazlasını istedim ve başardım da. Artık birbirine karışıp duran kuş sesleri vardı. Canlılığı anlatıyorlardı bana. Bir de yaprak sesleri… Arada şiddetlenen arada azalan sesler. Rüzgar ne derse onu yapıyorlardı.

Evet, hissediyordum artık. Islak toprakta boylu boyunca yatıyordum. Hafif bir rüzgar üzerimden geçiyordu. Vücuduma değdiğinde fazlaca ürperiyordum. Üstüm başım sırılsıklamdı, bunu da hissediyordum bir yandan. Esen rüzgar bu yüzden beni bu kadar ürpertiyordu belli ki.

Bu kadarı da yeterli değildi. Görmem lazımdı. O yaprakları görmeliydim. Şansım varsa o şakıyan kuşları… Gözlerimi biraz da olsa açabilmiştim. Belli belirsiz tepemde olan ağaca baktım. Hava nerdeyse kararacak gibiydi. Buraya nasıl geldiğimi düşünmeye çalıştım. Ağaç sayesinde yavaş yavaş hatırlamaya başladım. Evet, Kesal'a gidiyordum.

Havada toprak kokusu vardı. Yağmur yağdıktan sonra oluşan o bilindik eşsiz koku… Bütün ciğerlerime dolmuştu sanki; ama çok da şikayetçi değildim bu durumdan. Sadece biraz korkutuyordu beni. Çocukluğumun yağmurlu günleri geliyordu aklıma. Kaçtığım, korktuğum yağmurlar... Neden kaçıyordum ki, bu kokuyu duymak varken… İşte şimdi çok yakınımdaydı o toprak.

Göremiyordum, sadece duyumsadığım bir toprak kokusu vardı o kadar. Elimde sadece o vardı. Ama daha fazlasını istedim ve başardım da. Artık birbirine karışıp duran kuş sesleri vardı. Canlılığı anlatıyorlardı bana. Bir de yaprak sesleri… Arada şiddetlenen arada azalan sesler. Rüzgar ne derse onu yapıyorlardı.

Evet, hissediyordum artık. Islak toprakta boylu boyunca yatıyordum. Hafif bir rüzgar üzerimden geçiyordu. Vücuduma değdiğinde fazlaca ürperiyordum. Üstüm başım sırılsıklamdı, bunu da hissediyordum bir yandan. Esen rüzgar bu yüzden beni bu kadar ürpertiyordu belli ki.

Bu kadarı da yeterli değildi. Görmem lazımdı. O yaprakları görmeliydim. Şansım varsa o şakıyan kuşları… Gözlerimi biraz da olsa açabilmiştim. Belli belirsiz tepemde olan ağaca baktım. Hava nerdeyse kararacak gibiydi. Buraya nasıl geldiğimi düşünmeye çalıştım. Ağaç sayesinde yavaş yavaş hatırlamaya başladım. Evet, Kesal'a gidiyordum.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat