Kıbrıslı Türk Siyasi Tarihi 1878-1983 Başlangıçtan KKTC’ye

Stok Kodu:
9786057942098
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
400
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%20 indirimli
400,00TL
320,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 39,11TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786057942098
898862
Kıbrıslı Türk Siyasi Tarihi
Kıbrıslı Türk Siyasi Tarihi 1878-1983 Başlangıçtan KKTC’ye
320.00

''Nazım Beratlı, çok az uzmanımız bulunan bir konudaki bilgisiyle, keşke vaktini tıpta harcamasaydı, dedirtti.”
-Prof. Orhan Koloğlu, Tarih ve Toplum Dergisi

Tarihçilerin, birinci durumda teori ve malzeme arasında dengeli bir ilişki kurması beklenir ve bunun için disiplinler arası bir birikim gerekir Bu yöntemden kastedilen, “bütün sosyal bilimlere hâkim olmadan sadece kaynak okunarak tarih yazılamayacağı”dır. (Beratlı)

-Prof. Cenk Reyhan, Turkish History Education Journal

Ulaşılan kanıtın yorumlanması tarihi öznel bir hale getirmektedir. Mesela 2. Mehmet'in 29 Mayıs 1453'te İstanbul'u aldığına dair ulaşılan gerçek bir belge bütün tarihçiler için nesneldir. Bu nesnellik yalnızca belgenin varlığı ve gerçekliği için geçerlidir. Belgede yer alan ifadeler için nesnellik tartışması ayrıca yapılabilir. Nazım Beratlı, bu konuda “Devlet yazışmalarının, o günkü politikacı/yönetici/egemen aleyhine olmasını kim bekleyebilir? Kronik yazarının, vak'anüvisin kendisinin geçimini sağlayanın aleyhine olabilecek bir şeyi kaydetmesini kim ümit edebilir? Olayların olduğu gibi aktarıldığının garantisi nedir?” sorularını sorarak belgenin kendi nesnelliğini sorgulamak gerektiğini belirtir. “Tarihin göreceliğinin en güzel kanıtı, aynı olay üzerinde yorumların değişik oluşudur”(Beratlı)

-İsmail Yıldız, Bayterek Dergisi

Beratlı tarihin ne olduğu sorusunu sorduktan sonra, ne olduğuna dönük sorular yöneltmektedi r: “Geçmişteki “büyük adamların” maceralarının anlatıldığı bir menkıbeler silsilesi mi? Ulusların geçmişte ne gibi kahramanlıklar yaptığını anlatarak, bugünkü sefaletlerini unutmalarına yarayan bir efsaneler toplamı mı? Yoksa bir hamaset edebiyatı mı? Bugünkü politikacıların güncel iddialarına kanıtlar arayarak onları haklı çıkarmaya çalışan bir uğraş mı? Toplumsal sınıfların nasıl oluşup geliştiğini anlatan bir ideolojik gayretkeşlik mi? Yoksa geçmişte her ne olduysa onu doğru anlayıp, kendi dimağının süzgecinden geçirerek, gelecekte de neler olabileceğine değin kendinize ait bir projeksiyon oluşturma çabası mı?''

Beratlı'ya göre tarih yazılanların hepsidir. Bunların farklı zamanlarda etkili olmuş tarih yazıcılığıdır. Tarih yazıcıları bunlardan birini alarak kendi tarihini yazar. A. Akıncı, O. Yavuzyılmaz 2nd International Congress on Political, Economic and Social Studies (ICPESS), 19-22 May 2017 sunulan Bildiri'den.

''Nazım Beratlı, çok az uzmanımız bulunan bir konudaki bilgisiyle, keşke vaktini tıpta harcamasaydı, dedirtti.”
-Prof. Orhan Koloğlu, Tarih ve Toplum Dergisi

Tarihçilerin, birinci durumda teori ve malzeme arasında dengeli bir ilişki kurması beklenir ve bunun için disiplinler arası bir birikim gerekir Bu yöntemden kastedilen, “bütün sosyal bilimlere hâkim olmadan sadece kaynak okunarak tarih yazılamayacağı”dır. (Beratlı)

-Prof. Cenk Reyhan, Turkish History Education Journal

Ulaşılan kanıtın yorumlanması tarihi öznel bir hale getirmektedir. Mesela 2. Mehmet'in 29 Mayıs 1453'te İstanbul'u aldığına dair ulaşılan gerçek bir belge bütün tarihçiler için nesneldir. Bu nesnellik yalnızca belgenin varlığı ve gerçekliği için geçerlidir. Belgede yer alan ifadeler için nesnellik tartışması ayrıca yapılabilir. Nazım Beratlı, bu konuda “Devlet yazışmalarının, o günkü politikacı/yönetici/egemen aleyhine olmasını kim bekleyebilir? Kronik yazarının, vak'anüvisin kendisinin geçimini sağlayanın aleyhine olabilecek bir şeyi kaydetmesini kim ümit edebilir? Olayların olduğu gibi aktarıldığının garantisi nedir?” sorularını sorarak belgenin kendi nesnelliğini sorgulamak gerektiğini belirtir. “Tarihin göreceliğinin en güzel kanıtı, aynı olay üzerinde yorumların değişik oluşudur”(Beratlı)

-İsmail Yıldız, Bayterek Dergisi

Beratlı tarihin ne olduğu sorusunu sorduktan sonra, ne olduğuna dönük sorular yöneltmektedi r: “Geçmişteki “büyük adamların” maceralarının anlatıldığı bir menkıbeler silsilesi mi? Ulusların geçmişte ne gibi kahramanlıklar yaptığını anlatarak, bugünkü sefaletlerini unutmalarına yarayan bir efsaneler toplamı mı? Yoksa bir hamaset edebiyatı mı? Bugünkü politikacıların güncel iddialarına kanıtlar arayarak onları haklı çıkarmaya çalışan bir uğraş mı? Toplumsal sınıfların nasıl oluşup geliştiğini anlatan bir ideolojik gayretkeşlik mi? Yoksa geçmişte her ne olduysa onu doğru anlayıp, kendi dimağının süzgecinden geçirerek, gelecekte de neler olabileceğine değin kendinize ait bir projeksiyon oluşturma çabası mı?''

Beratlı'ya göre tarih yazılanların hepsidir. Bunların farklı zamanlarda etkili olmuş tarih yazıcılığıdır. Tarih yazıcıları bunlardan birini alarak kendi tarihini yazar. A. Akıncı, O. Yavuzyılmaz 2nd International Congress on Political, Economic and Social Studies (ICPESS), 19-22 May 2017 sunulan Bildiri'den.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat