"Hayatını adamış bir Peşmergeyim"
Ahmed bamerni ile 22 önce Irak Kürdistan'ında karşılaştım. Bizi Mam Celal (Celal Talabani) tanıştırdı. Her zaman sakin ve bilge kişiliğiyle tanıdığım bu eski peşmerge, yeni diplomat ile dostluğumuz hiç kesilmedi. Ya Paris'te ya Türkiye'de, ya da Irak Kürdistanı'nda görüştük.
Ne zaman bir araya gelsek, ben bir gazeteci olarak, Kürtlerin mücadele sürecine yaptığım tanıklıkları anlatır, o da Irak Kürdistanı'nın geçit vermez dağlarında peşmerge olduğu yıllardan başlayıp günümüze kadar gelişmelerden anekdotlar aktarırdı..
Saddam rejimi ve Kürt kanaat önderleri hakkında, fazla kimsenin bilmediği, ya da eksik bildiği çok şey var bu kitapta.
Ortadoğu'da 1985'ten sonra Kürtlerle ilgili gelişmelerin çoğuna tanıklık etmeme rağmen, bir çok şeyi bu kitaptan öğrendim. Çünkü, Kürt halkının gerçeği, hayatını bu davaya adamış bir peşmergenin ağzından en yalın haliyle anlatılıyor.
Sadece ortadoğu'nun Şeytan üçgenindeki kaygan dengeler değil, Kürtlerin yakın tarihinin gölgede kalmış pek çok kırılma noktasına ışık tutuyor.
Özeleştirinin yanında bir de örnekleriyle birlikte gerçekleri vurgulayan doğrudan eleştiriler öne çıkıyor. Yani bazen iğne Kürtlere, çuvaldızda onları ezmek üzere birleşen güçlere batırılırken, çoğu kez tam tersi yapılıyor, çuvaldız önce Kürtlere batırılıyor. İşte bu dengenin iyi tutturulması, kitaba "geçmişin bir aynası" olma özelliğini katıyor.
İnanıyorum ki "Hayatını Adamış Bir Peşmergeyim" kitabı, okur için kürtlerin kim olduklarını, neler yaşadıklarını, nerden nereye geldiklerini özetlerken, aynı zamanda ön yargılardan arındıran objektif bir çalışma olacaktır.
-Ramazan Öztürk
"Hayatını adamış bir Peşmergeyim"
Ahmed bamerni ile 22 önce Irak Kürdistan'ında karşılaştım. Bizi Mam Celal (Celal Talabani) tanıştırdı. Her zaman sakin ve bilge kişiliğiyle tanıdığım bu eski peşmerge, yeni diplomat ile dostluğumuz hiç kesilmedi. Ya Paris'te ya Türkiye'de, ya da Irak Kürdistanı'nda görüştük.
Ne zaman bir araya gelsek, ben bir gazeteci olarak, Kürtlerin mücadele sürecine yaptığım tanıklıkları anlatır, o da Irak Kürdistanı'nın geçit vermez dağlarında peşmerge olduğu yıllardan başlayıp günümüze kadar gelişmelerden anekdotlar aktarırdı..
Saddam rejimi ve Kürt kanaat önderleri hakkında, fazla kimsenin bilmediği, ya da eksik bildiği çok şey var bu kitapta.
Ortadoğu'da 1985'ten sonra Kürtlerle ilgili gelişmelerin çoğuna tanıklık etmeme rağmen, bir çok şeyi bu kitaptan öğrendim. Çünkü, Kürt halkının gerçeği, hayatını bu davaya adamış bir peşmergenin ağzından en yalın haliyle anlatılıyor.
Sadece ortadoğu'nun Şeytan üçgenindeki kaygan dengeler değil, Kürtlerin yakın tarihinin gölgede kalmış pek çok kırılma noktasına ışık tutuyor.
Özeleştirinin yanında bir de örnekleriyle birlikte gerçekleri vurgulayan doğrudan eleştiriler öne çıkıyor. Yani bazen iğne Kürtlere, çuvaldızda onları ezmek üzere birleşen güçlere batırılırken, çoğu kez tam tersi yapılıyor, çuvaldız önce Kürtlere batırılıyor. İşte bu dengenin iyi tutturulması, kitaba "geçmişin bir aynası" olma özelliğini katıyor.
İnanıyorum ki "Hayatını Adamış Bir Peşmergeyim" kitabı, okur için kürtlerin kim olduklarını, neler yaşadıklarını, nerden nereye geldiklerini özetlerken, aynı zamanda ön yargılardan arındıran objektif bir çalışma olacaktır.
-Ramazan Öztürk