Bu çalışmanın konusu Sahra altı ülkelerde Fransa’nın sosyo-politik etkileri neticesinde ortaya çıkmış az gelişmişlik ve bu eksende İslam’ın rolüdür.
Bilhassa Sahra altı ülkelerde Fransa’nın bölgeye uyguladığı politikalar ve İslam’ın Afrika’da sömürgeci devletler karşısındaki tutumu, aldığı önlemler ve mücadelesidir. Bu araştırmaları yaparken Sünniler, Şiiler ve Malikiler, Tijaniler, Hamaliyye, Moudizm, Senusiyye vb. tarikatların sömürgeci devletlere karşı bölgede nasıl yaşam mücadelesi verdikleri incelenmiştir.
Sömürgeciliğin ilk yıllarından itibaren Fransa, İngiltere ve Almanya’nın sömürgeleştirdiği Sahra altı ülkelerinde çıkar savaşları ve kabileleri birbirlerine karşı kışkırtarak bölgeye hakim olma politikaları konuya ilgimizi arttırmıştı. Özellikle işgal ettikleri ülkelerde Hıristiyanlığı yaymalarına ve İslam’a karşı acımasızca mücadele etmelerine rağmen İslam bölgede diğer dinlerle birlikte yaşamayı başarmıştır.
Bununla birlikte, Sömürgeci devletler Sara altı ülkelerindeki azgelişmişlik durumunu İslam ile ilişkilendirseler de tarihi süreç içerisinde İslam’ın bölgeye kattığı maddi ve manevi zenginlikleri açık ifade etmeseler de günümüzde yerel halk bunun farkındadır. Bu çalışmanın, söz konusu mesele ile ilgili yanlış kanaatlere engel olacağı kanatindeyim. Nitekim sömürgeci devletler (çok eşlilik, erken yaşta evlilik vb.) gibi uygulamaları geri kalmışlığın sonuçları gibi değerlendirerek İslam ile ilişkilendirmektedir. Nitekim sömürgeci devletlerin bu iddialarının diğer gayrimüslim ülkeler tarafından desteklendiği de göze çarpmaktadır.
Dolayısıyla söz konusu bölgedeki geri kalmışlığın gerçek nedenlerinin çarptırılmaması hatta sömürgeci devletlerin mevcut duruma kendilerinin sebep olduklarını kabul etmeleri gerekir.
Araştırmamız sonucunda, İslam ile azgelişmişliğin bağlantılı olmadığı ve azgelişmişliğin farklı yönlerinin çeşitli iç ve dış faktörlerden kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. Bu sonuçla alakalı yapı taşlarını da siz kıymetli okuyucuların takdirine sunuyorum.
Bu çalışmanın konusu Sahra altı ülkelerde Fransa’nın sosyo-politik etkileri neticesinde ortaya çıkmış az gelişmişlik ve bu eksende İslam’ın rolüdür.
Bilhassa Sahra altı ülkelerde Fransa’nın bölgeye uyguladığı politikalar ve İslam’ın Afrika’da sömürgeci devletler karşısındaki tutumu, aldığı önlemler ve mücadelesidir. Bu araştırmaları yaparken Sünniler, Şiiler ve Malikiler, Tijaniler, Hamaliyye, Moudizm, Senusiyye vb. tarikatların sömürgeci devletlere karşı bölgede nasıl yaşam mücadelesi verdikleri incelenmiştir.
Sömürgeciliğin ilk yıllarından itibaren Fransa, İngiltere ve Almanya’nın sömürgeleştirdiği Sahra altı ülkelerinde çıkar savaşları ve kabileleri birbirlerine karşı kışkırtarak bölgeye hakim olma politikaları konuya ilgimizi arttırmıştı. Özellikle işgal ettikleri ülkelerde Hıristiyanlığı yaymalarına ve İslam’a karşı acımasızca mücadele etmelerine rağmen İslam bölgede diğer dinlerle birlikte yaşamayı başarmıştır.
Bununla birlikte, Sömürgeci devletler Sara altı ülkelerindeki azgelişmişlik durumunu İslam ile ilişkilendirseler de tarihi süreç içerisinde İslam’ın bölgeye kattığı maddi ve manevi zenginlikleri açık ifade etmeseler de günümüzde yerel halk bunun farkındadır. Bu çalışmanın, söz konusu mesele ile ilgili yanlış kanaatlere engel olacağı kanatindeyim. Nitekim sömürgeci devletler (çok eşlilik, erken yaşta evlilik vb.) gibi uygulamaları geri kalmışlığın sonuçları gibi değerlendirerek İslam ile ilişkilendirmektedir. Nitekim sömürgeci devletlerin bu iddialarının diğer gayrimüslim ülkeler tarafından desteklendiği de göze çarpmaktadır.
Dolayısıyla söz konusu bölgedeki geri kalmışlığın gerçek nedenlerinin çarptırılmaması hatta sömürgeci devletlerin mevcut duruma kendilerinin sebep olduklarını kabul etmeleri gerekir.
Araştırmamız sonucunda, İslam ile azgelişmişliğin bağlantılı olmadığı ve azgelişmişliğin farklı yönlerinin çeşitli iç ve dış faktörlerden kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. Bu sonuçla alakalı yapı taşlarını da siz kıymetli okuyucuların takdirine sunuyorum.