Günümüzde işlerin yoğunluğu, ekonomik hayatın hızlı ilerlemesi, belirli bir yerde sürekli olarak bulunmama, uzmanlaşmanın öne çıkması, uluslararası ilişkilerin artması gibi faktörler kişilerin bütün hukuki işlemleri bizzat kendilerinin gerçekleştirmesini zorlaştırmıştır. Bu noktada temsil kurumuna başvurma ihtiyacı hâsıl olmuş ve bu kurum modern hayatın vazgeçilmez bir olgusu hâline gelmiştir. Nitekim sigorta sözleşmesi akdetmek isteyen kişilerin de çeşitli gerekçelerle sözleşmenin akdedilmesini temsilci vasıtasıyla gerçekleştirdiği durumlarla sıkça karşılaşılır. Sigorta hukukunda temsile hasredilen hükümler mevzuatımızda karmaşık bir şekilde kaleme alınmış olup uygulanmaları oldukça zordur. Keza sigorta hukuku kapsamında yetkisiz temsilcinin sorumluluğuna ilişkin bir uyuşmazlıkta, Türk Ticaret Kanunu'nda yer alan hükümler ile Türk Borçlar Kanunu'nda yer alan genel hükümlerin uygulanma sırasının nasıl belirleneceği hususu da açık değildir. Ayrıca Türk Borçlar Kanunu'nun genel hükümler kısmında öngörülen temsilci kavramının anlamı ve kapsamı, sigorta hukuku bağlamındaki temsilci kavramının anlamını ve kapsamını karşılamakta yetersiz kalmaktadır.
Çalışmada bahsedilen bu sorunlar detaylı olarak ele alınmış ve arz edilen sorunlara çözüm üretilmeye çalışılmıştır. Belirtmek gerekir ki sigorta hukuku çerçevesindeki temsile ilişkin düzenlemeler, hem zarar sigortaları hem de can sigortaları özelinde uygulama alanı bulur. Ancak hem zarar sigortaları hem de can sigortaları özelinde temsil konusunun ele alınması, çalışmanın kapsamının önemli ölçüde genişleteceğinden, çalışmada anılan sorunlar ve çözüm önerileri yalnızca mal sigortaları açısından değerlendirilmiştir.
Günümüzde işlerin yoğunluğu, ekonomik hayatın hızlı ilerlemesi, belirli bir yerde sürekli olarak bulunmama, uzmanlaşmanın öne çıkması, uluslararası ilişkilerin artması gibi faktörler kişilerin bütün hukuki işlemleri bizzat kendilerinin gerçekleştirmesini zorlaştırmıştır. Bu noktada temsil kurumuna başvurma ihtiyacı hâsıl olmuş ve bu kurum modern hayatın vazgeçilmez bir olgusu hâline gelmiştir. Nitekim sigorta sözleşmesi akdetmek isteyen kişilerin de çeşitli gerekçelerle sözleşmenin akdedilmesini temsilci vasıtasıyla gerçekleştirdiği durumlarla sıkça karşılaşılır. Sigorta hukukunda temsile hasredilen hükümler mevzuatımızda karmaşık bir şekilde kaleme alınmış olup uygulanmaları oldukça zordur. Keza sigorta hukuku kapsamında yetkisiz temsilcinin sorumluluğuna ilişkin bir uyuşmazlıkta, Türk Ticaret Kanunu'nda yer alan hükümler ile Türk Borçlar Kanunu'nda yer alan genel hükümlerin uygulanma sırasının nasıl belirleneceği hususu da açık değildir. Ayrıca Türk Borçlar Kanunu'nun genel hükümler kısmında öngörülen temsilci kavramının anlamı ve kapsamı, sigorta hukuku bağlamındaki temsilci kavramının anlamını ve kapsamını karşılamakta yetersiz kalmaktadır.
Çalışmada bahsedilen bu sorunlar detaylı olarak ele alınmış ve arz edilen sorunlara çözüm üretilmeye çalışılmıştır. Belirtmek gerekir ki sigorta hukuku çerçevesindeki temsile ilişkin düzenlemeler, hem zarar sigortaları hem de can sigortaları özelinde uygulama alanı bulur. Ancak hem zarar sigortaları hem de can sigortaları özelinde temsil konusunun ele alınması, çalışmanın kapsamının önemli ölçüde genişleteceğinden, çalışmada anılan sorunlar ve çözüm önerileri yalnızca mal sigortaları açısından değerlendirilmiştir.