Bektâşî tarikatine “Tarîk-i Nazenîn” diyenler, bu “Nazenîn” ibaresini son dönemde en yüksek mânâda temsil etmiş şahsiyetin Hilmi Dedebaba olduğunu teslim ederler.
Gerek nefeslerinden gerek kendisini görenlerden dinlediğimiz hâtıraları ile İnsân-ı Ekmel olduğuna inandığımız Dedebaba, Hazret-i Hünkâr’ın yolunda pîrini büyük bir kudret ve dirâyetle temsil ederek, nice kâmil kimseler yetiştirmiş; meşâyihten pek çok zât da bu şems-i hakîkati görüp teslim olmuştur.
Hilmi Dedebaba Dîvânı, şiir formunda ilâhî nefhalar, vâridât adı verilen Rabbânî ilhamlardır. Fesâhat ve belâgât ehli, lisânına; ârifler, nâzenin irfânına; âşıklar da meveddet ummânının bu kelâmlardaki cevelânına hayran kalırlar.
“Her mısra‘-i ârifânesinde
Bir lem‘a-i ma‘rifet celîdir
El-hak şu bedâyi‘-i kemâlât
Enfâs-ı Muhammed ve Ali’dir”
Bektâşî tarikatine “Tarîk-i Nazenîn” diyenler, bu “Nazenîn” ibaresini son dönemde en yüksek mânâda temsil etmiş şahsiyetin Hilmi Dedebaba olduğunu teslim ederler.
Gerek nefeslerinden gerek kendisini görenlerden dinlediğimiz hâtıraları ile İnsân-ı Ekmel olduğuna inandığımız Dedebaba, Hazret-i Hünkâr’ın yolunda pîrini büyük bir kudret ve dirâyetle temsil ederek, nice kâmil kimseler yetiştirmiş; meşâyihten pek çok zât da bu şems-i hakîkati görüp teslim olmuştur.
Hilmi Dedebaba Dîvânı, şiir formunda ilâhî nefhalar, vâridât adı verilen Rabbânî ilhamlardır. Fesâhat ve belâgât ehli, lisânına; ârifler, nâzenin irfânına; âşıklar da meveddet ummânının bu kelâmlardaki cevelânına hayran kalırlar.
“Her mısra‘-i ârifânesinde
Bir lem‘a-i ma‘rifet celîdir
El-hak şu bedâyi‘-i kemâlât
Enfâs-ı Muhammed ve Ali’dir”