İstanbul’un göğünde salınan tül perdeler gibi ruhunu saran hatıralarla, kalbinin en kuytusundan süzülen bir sesle konuşuyor Yıldız Aytekin. Meleklerin Şarkısı, bir genç kadının kalbine, aşkın deliliğinden mimarlığın hikmetine, iç sesinden toplumsal çığlığa uzanan iç içe geçmiş bir arayışın anlatısı. Bu kitap hem bir iç döküm hem de dış dünyanın kederli, renkli, ışıltılı yüzleriyle örülü bir varoluş güncesi.
Her satırında hem dua hem de isyan barındıran bu metin, zaman zaman Ayasofya kubbesinde yankılanan bir münacat gibi; zaman zaman Beşiktaş sokaklarında savrulan bir genç kızın içli türküsü gibi. Meleklerin Şarkısı, bir genç kadının ruh ikliminden çağımıza, kadına, inanca ve aşka dair çok katmanlı, samimi bir çağrıdır.
İstanbul’un göğünde salınan tül perdeler gibi ruhunu saran hatıralarla, kalbinin en kuytusundan süzülen bir sesle konuşuyor Yıldız Aytekin. Meleklerin Şarkısı, bir genç kadının kalbine, aşkın deliliğinden mimarlığın hikmetine, iç sesinden toplumsal çığlığa uzanan iç içe geçmiş bir arayışın anlatısı. Bu kitap hem bir iç döküm hem de dış dünyanın kederli, renkli, ışıltılı yüzleriyle örülü bir varoluş güncesi.
Her satırında hem dua hem de isyan barındıran bu metin, zaman zaman Ayasofya kubbesinde yankılanan bir münacat gibi; zaman zaman Beşiktaş sokaklarında savrulan bir genç kızın içli türküsü gibi. Meleklerin Şarkısı, bir genç kadının ruh ikliminden çağımıza, kadına, inanca ve aşka dair çok katmanlı, samimi bir çağrıdır.
