10 yıllık dönemleri kapsayan farklı ciltlerden oluşan bu kitap dizisinin temasının “Modernizmin Yansımaları” olarak seçilme nedeni; ele alınan yıllarda Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve toplumsal dinamikleri çerçevesinde “modernleş(tir)me”nin nasıl başkalaştığını ve kendine özgü bir nitelik kazandığını farklı disiplinlerden bilim insanlarının değerlendirmeleriyle anlamayı/yeniden okumayı hedeflemiş olmasıdır.
Modernizmin Yansımaları serisinin bu cildinde ele alınan 1950'li yıllar, hem dünyada hem de Türkiye'de kurulan yeni dünya düzeninin nereye doğru evrileceğinin tam anlaşılamadığı yıllardır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Soğuk Savaş'ın dünya ülkelerini kapitalist ve sosyalist olmak üzere iki bloğa böldüğü, kapitalist dünyanın liderliğinin ABD'ye geçtiği bu yıllarda dünyada sosyalist hareket de büyük ivme kazanmış ve SSCB'nin bu kampın diğer süper gücü olduğu kabul edilmiştir. Günümüz modern bireyi-modern toplumunun oluşmaya başladığı yıllardır 50'ler. Var olan değerler değişmeye başlamış ancak yerine ne konacağı konusu belirsizlikler içinde kalmıştır.
Tüm batılı ülkelerde ABD hegemonyasının etkisinin baskın hale geldiği bu yıllarda, batılı kapitalist bloğa eklemlenme çabaları Türkiye'nin de hem iç hem de dış politikalarına yön vermiştir. 50'li yılları, siyaset yapma biçimlerinden ithal edilen ürünlerdeki farklılaşmaya, kent yaşamından sanata kadar pek çok konuda Türkiye tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edebiliriz.
“Modernizmin Yansımaları” dizisinin V. cildini oluşturan bu kitap, 1950-1960 Türkiye'sini “modernizmin” bu döneme özgü değişen görüngüsü altında ele almayı hedeflemektedir. Bu kitabın 50'li yıllara ilişkin yeni bir kavrayış ve yeni çalışmalar için de farklı bakış açıları geliştireceği ve ilham olacağı düşünülmektedir. Türkiye'nin 1950'li yıllardaki genel görünümünü “modernizmin” prizması üzerinden değerlendiren bu derlemenin, yeni çalışmalara kaynak oluşturarak literatüre önemli bir katkı yapacağını, sorgulamaların ve değerlendirmelerin tarihsel süreç içindeki evrimsel dönüşümüne farklı bir bakış açısı kazandıracağını umuyoruz.
10 yıllık dönemleri kapsayan farklı ciltlerden oluşan bu kitap dizisinin temasının “Modernizmin Yansımaları” olarak seçilme nedeni; ele alınan yıllarda Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve toplumsal dinamikleri çerçevesinde “modernleş(tir)me”nin nasıl başkalaştığını ve kendine özgü bir nitelik kazandığını farklı disiplinlerden bilim insanlarının değerlendirmeleriyle anlamayı/yeniden okumayı hedeflemiş olmasıdır.
Modernizmin Yansımaları serisinin bu cildinde ele alınan 1950'li yıllar, hem dünyada hem de Türkiye'de kurulan yeni dünya düzeninin nereye doğru evrileceğinin tam anlaşılamadığı yıllardır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Soğuk Savaş'ın dünya ülkelerini kapitalist ve sosyalist olmak üzere iki bloğa böldüğü, kapitalist dünyanın liderliğinin ABD'ye geçtiği bu yıllarda dünyada sosyalist hareket de büyük ivme kazanmış ve SSCB'nin bu kampın diğer süper gücü olduğu kabul edilmiştir. Günümüz modern bireyi-modern toplumunun oluşmaya başladığı yıllardır 50'ler. Var olan değerler değişmeye başlamış ancak yerine ne konacağı konusu belirsizlikler içinde kalmıştır.
Tüm batılı ülkelerde ABD hegemonyasının etkisinin baskın hale geldiği bu yıllarda, batılı kapitalist bloğa eklemlenme çabaları Türkiye'nin de hem iç hem de dış politikalarına yön vermiştir. 50'li yılları, siyaset yapma biçimlerinden ithal edilen ürünlerdeki farklılaşmaya, kent yaşamından sanata kadar pek çok konuda Türkiye tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edebiliriz.
“Modernizmin Yansımaları” dizisinin V. cildini oluşturan bu kitap, 1950-1960 Türkiye'sini “modernizmin” bu döneme özgü değişen görüngüsü altında ele almayı hedeflemektedir. Bu kitabın 50'li yıllara ilişkin yeni bir kavrayış ve yeni çalışmalar için de farklı bakış açıları geliştireceği ve ilham olacağı düşünülmektedir. Türkiye'nin 1950'li yıllardaki genel görünümünü “modernizmin” prizması üzerinden değerlendiren bu derlemenin, yeni çalışmalara kaynak oluşturarak literatüre önemli bir katkı yapacağını, sorgulamaların ve değerlendirmelerin tarihsel süreç içindeki evrimsel dönüşümüne farklı bir bakış açısı kazandıracağını umuyoruz.