Mu‘tezile ve İmamet İmamiyye Şiası’nın İmamet Anlayışının Eleştirisi: Kadi Abdülcebbar Örneği

Stok Kodu:
9786052105597
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
320
Baskı:
14
Basım Tarihi:
2020-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%20 indirimli
200,00TL
160,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 19,56TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786052105597
873891
Mu‘tezile ve İmamet
Mu‘tezile ve İmamet İmamiyye Şiası’nın İmamet Anlayışının Eleştirisi: Kadi Abdülcebbar Örneği
160.00

Şîa'nın siyasi olan imâmet meselesini bir inanç esası olarak kabul etmesi, imâmın ancak nass ve tayin yoluyla belirlenebileceği ve masum olması gerektiği fikirlerini savunması üzerine diğer fırkalar gibi Mu‘tezile de imâmet meselesine ilişkin tartışmalara dâhil olmuştur. Öyle ki Şîa'nın imâmet konusundaki ilk muarızı Mu‘tezile olmuştur ve bu bağlamda Mu‘tezile imâmet konusunu Şîa'ya reddiye şeklinde ele almıştır. Aslında Şîa, tevhid ve adalet konularında Mu‘tezile ile aynı çizgide olmasına rağmen imâmet konusunda açık bir zıtlıktadır. Bu iki ekolün imâmet probleminde temel farklılıkları imâmetin vücûbiyetinin temellendirilmesi, imâmın belirlenme yöntemleri, imâmete seçilecek kimsede aranacak nitelikler, imâmın görevden azlinin imkânı, her dönemde bir imâmın olmasının gerekliliği gibi yapısal hususlardır. Bu noktada Mu‘tezile, imâmeti ictihadî bir mesele olarak görmüş ve siyasal iktidarı dinsel iktidardan farklı bir düzleme yerleştirme çabasına girişmiştir. Bu eksende İslâm âlimleri de kendi mezheplerinin siyaset düşüncesini ortaya koyan birçok müstakil eserin yanı sıra muhalif fırkaların konuya ilişkin fikirlerini çürütmek için reddiye niteliğinde eserler telif etmişlerdir. Kâdî Abdülcebbâr'ın (ö. 415/1024) imâmete ilişkin kaleme aldığı eseri de İmâmiyye Şîası'nın imâmet anlayışına karşı yazılmış bir reddiye niteliğindedir. Fakat onun imâmet anlayışına yönelik yeteri kadar araştırma yapıldığı söylenemez. İşte elinizdeki bu çalışma, Kâdî Abdülcebbâr'ın Şîa'nın siyasî imâmet anlayışına eleştirisine bir giriş mahiyetindedir.

Şîa'nın siyasi olan imâmet meselesini bir inanç esası olarak kabul etmesi, imâmın ancak nass ve tayin yoluyla belirlenebileceği ve masum olması gerektiği fikirlerini savunması üzerine diğer fırkalar gibi Mu‘tezile de imâmet meselesine ilişkin tartışmalara dâhil olmuştur. Öyle ki Şîa'nın imâmet konusundaki ilk muarızı Mu‘tezile olmuştur ve bu bağlamda Mu‘tezile imâmet konusunu Şîa'ya reddiye şeklinde ele almıştır. Aslında Şîa, tevhid ve adalet konularında Mu‘tezile ile aynı çizgide olmasına rağmen imâmet konusunda açık bir zıtlıktadır. Bu iki ekolün imâmet probleminde temel farklılıkları imâmetin vücûbiyetinin temellendirilmesi, imâmın belirlenme yöntemleri, imâmete seçilecek kimsede aranacak nitelikler, imâmın görevden azlinin imkânı, her dönemde bir imâmın olmasının gerekliliği gibi yapısal hususlardır. Bu noktada Mu‘tezile, imâmeti ictihadî bir mesele olarak görmüş ve siyasal iktidarı dinsel iktidardan farklı bir düzleme yerleştirme çabasına girişmiştir. Bu eksende İslâm âlimleri de kendi mezheplerinin siyaset düşüncesini ortaya koyan birçok müstakil eserin yanı sıra muhalif fırkaların konuya ilişkin fikirlerini çürütmek için reddiye niteliğinde eserler telif etmişlerdir. Kâdî Abdülcebbâr'ın (ö. 415/1024) imâmete ilişkin kaleme aldığı eseri de İmâmiyye Şîası'nın imâmet anlayışına karşı yazılmış bir reddiye niteliğindedir. Fakat onun imâmet anlayışına yönelik yeteri kadar araştırma yapıldığı söylenemez. İşte elinizdeki bu çalışma, Kâdî Abdülcebbâr'ın Şîa'nın siyasî imâmet anlayışına eleştirisine bir giriş mahiyetindedir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat