Münacatname & Allah’a Yakarış ve Dualar

Stok Kodu:
9786259524344
Boyut:
13x21
Sayfa Sayısı:
96
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%28 indirimli
100,00TL
72,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 8,80TL
9786259524344
1371510
Münacatname & Allah’a Yakarış ve Dualar
Münacatname & Allah’a Yakarış ve Dualar
72.00

Ey yolunu şaşırmışların yol göstereni!
Ey biçarelere çare, avarelere derman kılan!
Ey dağılmışları birleştiren, düşmüşleri kaldıran!
Tut elimizden…
Münâcâtnâmeler edebiyatın en nadide örneklerindendir. Allah’a yakarış ve tazarrunun en coşkun nidaları yankı bulur bu metinlerde; çağlar, coşar…
Farsça aslından ilk kez Türkçeye tercüme edilen Fars edebiyatının usta kalemlerinden mutasavvıf şair Hâce Abdullah Herevî’ye ait Münâcâtnâme eseri âdeta dua ve yakarışın üslubunu öğretmekte. Aşkın dolup taştığı, cür’aların soluksuz içildiği bu manzumeler, Türk edebiyatında da çok sevilmiş ve neredeyse her şair tarafından bir beyitle bile olsa işlenmeye gayret edilmiştir.
Döküleni toplayan, kırılanı onaran bir merhametin eteğindeki insan, yeniden doğrulmayı öğrenir bu metinlerde. Kendi noksanını bilip kusursuz olan yüce yaratıcıya olan bağlılığın, Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “şah damarından yakın” olduğunu hatırlatan bu coşkun metinler insana kendi aczini göstermenin yanı sıra her solukta yeni bir ümit tazelemektedir.
Ut ve miskim yoksa da asma dalı getirdim
Kara yüzümü ve ak saçımı getirdim
Ümitsizliğin küfür olduğunu buyurdun
Emrine uydum umut dolu bir gönül getirdim.

Ey yolunu şaşırmışların yol göstereni!
Ey biçarelere çare, avarelere derman kılan!
Ey dağılmışları birleştiren, düşmüşleri kaldıran!
Tut elimizden…
Münâcâtnâmeler edebiyatın en nadide örneklerindendir. Allah’a yakarış ve tazarrunun en coşkun nidaları yankı bulur bu metinlerde; çağlar, coşar…
Farsça aslından ilk kez Türkçeye tercüme edilen Fars edebiyatının usta kalemlerinden mutasavvıf şair Hâce Abdullah Herevî’ye ait Münâcâtnâme eseri âdeta dua ve yakarışın üslubunu öğretmekte. Aşkın dolup taştığı, cür’aların soluksuz içildiği bu manzumeler, Türk edebiyatında da çok sevilmiş ve neredeyse her şair tarafından bir beyitle bile olsa işlenmeye gayret edilmiştir.
Döküleni toplayan, kırılanı onaran bir merhametin eteğindeki insan, yeniden doğrulmayı öğrenir bu metinlerde. Kendi noksanını bilip kusursuz olan yüce yaratıcıya olan bağlılığın, Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “şah damarından yakın” olduğunu hatırlatan bu coşkun metinler insana kendi aczini göstermenin yanı sıra her solukta yeni bir ümit tazelemektedir.
Ut ve miskim yoksa da asma dalı getirdim
Kara yüzümü ve ak saçımı getirdim
Ümitsizliğin küfür olduğunu buyurdun
Emrine uydum umut dolu bir gönül getirdim.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat