"Henüz memlekette İttihat Terakki Teşkilatından maada kökleşmiş bir taazzuv [şekillenme, örgütlenme] tamamlanmamıştı, Müdafaa-i Hukuklar İttihatçılar vasıtasile istenilen istikamete çekilebilirdi." -Kâzım Karabekir- Emel Akal, Milli Mücadele'nin "sevk ve idaresi"ni gerçekleştiren kadroları ele aldığı bu araştırmasında, sürecin büyük ölçüde İttihatçıların örgütlenmesine dayandığını ortaya koyuyor. Bu örgütlenmenin de büyük ölçüde İttihatçıların ‘komitacı' tecrübesinden yararlanarak, yukarıdan aşağıya gerçekleştirildiğini gösteriyor. "Bu örgütlenmelerin üstünde, hatta dışında bir siyasi aktör olan" Mustafa Kemal, "nasıl ve hangi koşullarda bu mücadelenin liderliğine yükseldi?" Kitabın temel sorusu, bu. Akal, Mustafa Kemal'in İttihatçı güç odaklarıyla mücadele içinde liderliğini kurma sürecini ayrıntılı biçimde ele alıyor. Bolşevizmle flört, kitabın bir başka ağırlık merkezi. Milli Mücadele yönetiminin ve İttihatçıların Bolşevik harekete duydukları sempatinin kâh pragmatik kâh ideolojik boyutlarını görüyoruz. Dönemin Anadolu'sundaki İslami renge boyanmış Bolşevik propagandası, bu olgunun ilginç bir cephesidir. Milli Mücadele'nin/Kurtuluş Savaşı'nın önderlik yapısı ve politik sosyolojisi üzerine titiz ve iddialı bir inceleme.
"Henüz memlekette İttihat Terakki Teşkilatından maada kökleşmiş bir taazzuv [şekillenme, örgütlenme] tamamlanmamıştı, Müdafaa-i Hukuklar İttihatçılar vasıtasile istenilen istikamete çekilebilirdi." -Kâzım Karabekir- Emel Akal, Milli Mücadele'nin "sevk ve idaresi"ni gerçekleştiren kadroları ele aldığı bu araştırmasında, sürecin büyük ölçüde İttihatçıların örgütlenmesine dayandığını ortaya koyuyor. Bu örgütlenmenin de büyük ölçüde İttihatçıların ‘komitacı' tecrübesinden yararlanarak, yukarıdan aşağıya gerçekleştirildiğini gösteriyor. "Bu örgütlenmelerin üstünde, hatta dışında bir siyasi aktör olan" Mustafa Kemal, "nasıl ve hangi koşullarda bu mücadelenin liderliğine yükseldi?" Kitabın temel sorusu, bu. Akal, Mustafa Kemal'in İttihatçı güç odaklarıyla mücadele içinde liderliğini kurma sürecini ayrıntılı biçimde ele alıyor. Bolşevizmle flört, kitabın bir başka ağırlık merkezi. Milli Mücadele yönetiminin ve İttihatçıların Bolşevik harekete duydukları sempatinin kâh pragmatik kâh ideolojik boyutlarını görüyoruz. Dönemin Anadolu'sundaki İslami renge boyanmış Bolşevik propagandası, bu olgunun ilginç bir cephesidir. Milli Mücadele'nin/Kurtuluş Savaşı'nın önderlik yapısı ve politik sosyolojisi üzerine titiz ve iddialı bir inceleme.