Zamanın çizgisel akışı, ruhun döngüsel yolculuğuna yetebilir mi?
Bir ruhun on bedende, on çağda, on farklı hayatla sınandığı derinlikli bir anlatı Onluk, yalnızca bir roman değil; varoluşun kökenine, reenkarnasyonun izlerine ve hakikate ulaşma arzusuna yazılmış edebi bir davet. Her bölüm, bir yaşam. Her yaşam, bir eşik. Her eşik, bir dönüşüm...
İpek Sözen, sözcükleri birer bilinç katmanı gibi işleyerek, ruhun tekabülden tekâmüle uzanan sonsuz yolculuğunu gözler önüne seriyor. Okurunu yalnızca karakterlerin değil, kendi iç dünyasının da katmanlarıyla yüzleştiriyor.
Kendini arayanlara, kaybolmayı göze alanlara ve bütünü hissedenlere...
Zamanın çizgisel akışı, ruhun döngüsel yolculuğuna yetebilir mi?
Bir ruhun on bedende, on çağda, on farklı hayatla sınandığı derinlikli bir anlatı Onluk, yalnızca bir roman değil; varoluşun kökenine, reenkarnasyonun izlerine ve hakikate ulaşma arzusuna yazılmış edebi bir davet. Her bölüm, bir yaşam. Her yaşam, bir eşik. Her eşik, bir dönüşüm...
İpek Sözen, sözcükleri birer bilinç katmanı gibi işleyerek, ruhun tekabülden tekâmüle uzanan sonsuz yolculuğunu gözler önüne seriyor. Okurunu yalnızca karakterlerin değil, kendi iç dünyasının da katmanlarıyla yüzleştiriyor.
Kendini arayanlara, kaybolmayı göze alanlara ve bütünü hissedenlere...
