Usta gazeteci Kenan Akın, Orta Doğu'da kanla yazılmış tarihini mercek altına aldığı son kitabı "Orta Doğu'nun Kara Kutusu"nda, birbirinden ilginç anekdotlara yer veriyor.
Kıbrıs harekâtının yanı sıra, Mısır-İsrail, İran-Irak Savaşları'nı her iki cephede de, Körfez Savaşı'nı Damman'da günlerce izleyen, Cezayir iç savaşına tanık olan Akın, Orta Doğu liderleriyle sayısız röportaja imza attı.
53 yıllık dolu dolu gazetecilik hayatında, çeyrek asrını Orta Doğu ile ilgilenen Mağrip'ten Maşrik'e kadar ayak basmadık yer bırakmayan Kenan Akın, bu kez Orta Doğu'nun Kara Kutusu'nu açıyor.
Son 50 yılda; bütün savaşları olayları bir yana bırakarak bir Enver Sedat suikastı, bir Saddam'ın ortadan kaldırılmasını bir Yaser Arafat'ın zehirlenmesini ve bir Kaddafi'nin canına kıyılması bir Orta Doğu'nun ne denli bir "Kara Kutu"ya sahip olduğunu gösteriyor.
İşte böylesine; heyecanlı, ilginç, gizemli ve tehlikeli bir uğraşının ve değerli alıntıların ürünü Orta Doğu'nun "Kara Kutusu" ile huzura çıkılıyor.
Sadece coğrafi değil, siyasi olarak da gizemini koruyan, pek çok meçhullerin, karmakarışık ilişkilerin, sorunların, dostlukların, ihanetlerin, çatışmaların hüküm sürdüğü Orta Doğu; her şeye rağmen cazibesini sürdürüyor.
Tarih boyu, silahların susmadığı, kalıcı barışın sağlanamadığı bölgenin "petrol" zenginliği, zaten çekim merkezi oluyor.
Böylesine sosyal, tarihsel, ekonomik, stratejik konuma sahip Orta Doğu aynı zamanda bir "bataklığı" andırıyor.
Sanki, pimi çekilmiş bombalar, Mağrip'ten Maşrik'a kadar "patlama" anını bekliyor.
öldüren de "Allahuekber" diyor, ölen de "Allahuekber" diye haykırıyor.
Usta gazeteci Kenan Akın, Orta Doğu'da kanla yazılmış tarihini mercek altına aldığı son kitabı "Orta Doğu'nun Kara Kutusu"nda, birbirinden ilginç anekdotlara yer veriyor.
Kıbrıs harekâtının yanı sıra, Mısır-İsrail, İran-Irak Savaşları'nı her iki cephede de, Körfez Savaşı'nı Damman'da günlerce izleyen, Cezayir iç savaşına tanık olan Akın, Orta Doğu liderleriyle sayısız röportaja imza attı.
53 yıllık dolu dolu gazetecilik hayatında, çeyrek asrını Orta Doğu ile ilgilenen Mağrip'ten Maşrik'e kadar ayak basmadık yer bırakmayan Kenan Akın, bu kez Orta Doğu'nun Kara Kutusu'nu açıyor.
Son 50 yılda; bütün savaşları olayları bir yana bırakarak bir Enver Sedat suikastı, bir Saddam'ın ortadan kaldırılmasını bir Yaser Arafat'ın zehirlenmesini ve bir Kaddafi'nin canına kıyılması bir Orta Doğu'nun ne denli bir "Kara Kutu"ya sahip olduğunu gösteriyor.
İşte böylesine; heyecanlı, ilginç, gizemli ve tehlikeli bir uğraşının ve değerli alıntıların ürünü Orta Doğu'nun "Kara Kutusu" ile huzura çıkılıyor.
Sadece coğrafi değil, siyasi olarak da gizemini koruyan, pek çok meçhullerin, karmakarışık ilişkilerin, sorunların, dostlukların, ihanetlerin, çatışmaların hüküm sürdüğü Orta Doğu; her şeye rağmen cazibesini sürdürüyor.
Tarih boyu, silahların susmadığı, kalıcı barışın sağlanamadığı bölgenin "petrol" zenginliği, zaten çekim merkezi oluyor.
Böylesine sosyal, tarihsel, ekonomik, stratejik konuma sahip Orta Doğu aynı zamanda bir "bataklığı" andırıyor.
Sanki, pimi çekilmiş bombalar, Mağrip'ten Maşrik'a kadar "patlama" anını bekliyor.
öldüren de "Allahuekber" diyor, ölen de "Allahuekber" diye haykırıyor.