Murat Belge, yılların verdiği bilgi birikimiyle birlikte adım adım, tarih denilen ve çok iyi bilinmeyen bir kıtayı, kendi deyişiyle keşfedip, "tanıdık" kıldığı bu eserinde, Osmanlı tarihinin "klasik" denilen dönemini ele alıyor. Ancak bunu yaparken, bir tarih çalışması için her zaman bilinen ve tekrarlanan "geçmişte ne oldu?" sorusunu doğrudan bir çıkış noktası yapmıyor. Bununla birlikte bu soruyu da gözardı etmeden, geleneksel eğitim sisteminin dayandığı "ezberci" yöntemlerin bellettiği ve tarihsel olguları nedensellik ilişkileri dışında tutan, tarihin "millet", "din", "ırk" ya da bunların karışımı bir "öz" e göre oluştuğuna dayanan ilkelere karşı çıkıyor. Türkiye’de tarih bilincinin ulaştığı kötü sonuçların, bilinçli ideolojik çarpıtmanın yanısıra tarihe bakış açısındaki yüzeysellik ve yetersizlikten de kaynaklandığını öne süren Belge, ortaöğretimde "ezber" yöntemiyle "geliştirilen" zihnî alışkanlıkların Osmanlı tarih "müfredatını" sadece birtakım önemli yılların, anlaşma hükümlerinin yoğun bir şovenizmle belletildiği ve herkese neye inanması gerektiğini bildiren "otoriter" bir sesin egemen olduğu boğucu bir alan olarak tanımlamaktadır. Tarihyazımında nedensellik ilkesinin temel bir metodoloji olması gerektiğini vurgulayan Murat Belge’nin bu eseri, öncelikle ortaöğretim düzeyinde olanlara değil üniversitede "tarih bölümü"nde öğrenim görenlerle birlikte Osmanlı tarihine ilgi duyan tüm öğrencileri hedefliyor. Belge’nin bu önemli kitabı, görsel malzemeler ve çerçeve yazılarla zenginleştirilmiş yapısıyla okumaya düşkün herkesin okuyup, "resmî" tarihin boğucu bulutlarını dağıtabileceği bir eser. Ayrıca kitabın sonunda yeralan karşılaştırmalı kronoloji bölümü, bugüne kadar benzer çalışmalarda olmayan özellikler ve ayrıntılar taşıyor.
Murat Belge, yılların verdiği bilgi birikimiyle birlikte adım adım, tarih denilen ve çok iyi bilinmeyen bir kıtayı, kendi deyişiyle keşfedip, "tanıdık" kıldığı bu eserinde, Osmanlı tarihinin "klasik" denilen dönemini ele alıyor. Ancak bunu yaparken, bir tarih çalışması için her zaman bilinen ve tekrarlanan "geçmişte ne oldu?" sorusunu doğrudan bir çıkış noktası yapmıyor. Bununla birlikte bu soruyu da gözardı etmeden, geleneksel eğitim sisteminin dayandığı "ezberci" yöntemlerin bellettiği ve tarihsel olguları nedensellik ilişkileri dışında tutan, tarihin "millet", "din", "ırk" ya da bunların karışımı bir "öz" e göre oluştuğuna dayanan ilkelere karşı çıkıyor. Türkiye’de tarih bilincinin ulaştığı kötü sonuçların, bilinçli ideolojik çarpıtmanın yanısıra tarihe bakış açısındaki yüzeysellik ve yetersizlikten de kaynaklandığını öne süren Belge, ortaöğretimde "ezber" yöntemiyle "geliştirilen" zihnî alışkanlıkların Osmanlı tarih "müfredatını" sadece birtakım önemli yılların, anlaşma hükümlerinin yoğun bir şovenizmle belletildiği ve herkese neye inanması gerektiğini bildiren "otoriter" bir sesin egemen olduğu boğucu bir alan olarak tanımlamaktadır. Tarihyazımında nedensellik ilkesinin temel bir metodoloji olması gerektiğini vurgulayan Murat Belge’nin bu eseri, öncelikle ortaöğretim düzeyinde olanlara değil üniversitede "tarih bölümü"nde öğrenim görenlerle birlikte Osmanlı tarihine ilgi duyan tüm öğrencileri hedefliyor. Belge’nin bu önemli kitabı, görsel malzemeler ve çerçeve yazılarla zenginleştirilmiş yapısıyla okumaya düşkün herkesin okuyup, "resmî" tarihin boğucu bulutlarını dağıtabileceği bir eser. Ayrıca kitabın sonunda yeralan karşılaştırmalı kronoloji bölümü, bugüne kadar benzer çalışmalarda olmayan özellikler ve ayrıntılar taşıyor.