''Yazmaları ve parlak gözleriyle çocuk gülüşlü, gökkuşağı kızlar trenin sert tavanına doğru birer ak güvercin gibi kanat çırpıyor. Takkeleri her daim başlarında olan girdap yüzlü dedeler, hiç kimsenin bilmediklerini bilmenin erdemiyle elleri dizlerinde, kıpırdamadan oturuyor. Onların yerine sadece misk-i amber kokuları konuşuyor...''
''Demet Danki Erken yeni seslerden birisi. ''Pardon Çıkaramadım'' adını taşıyan dosyasındaki öykülerini okuduğumda öykü birikimimize yeni katkılar sunacak genç bir yazarla karşı karşıya olduğumu gördüm. İnsan sıcaklığıyla yetinmeyip insanı amaç alan, onun değişip dönüşeceğine ilişkin sezgi alanları oluşturan, bireyin yanında duran, toplumsal hafıza ve bilince yönelen, ironiyi eleştirinin olanağına dönüştüren bir öykücü Demet Danki Erken.
Öykülerdeki dil ise ustaca kurulmuş. Dilin olanaklarına aklını ve sezgilerini açan bir duruşu var. Ne kadar gerçekçiyse bir o kadar da deneysel olabiliyor; yeri geldiğinde somut bir dil kullanırken, hiç çekinmeden de soyutlamaya yönelebiliyor. Geniş bir kalemi var ve bu kalem yakından izlenmeyi, okunmayı hak ediyor.''
-Aydın Şimşek
''Yazmaları ve parlak gözleriyle çocuk gülüşlü, gökkuşağı kızlar trenin sert tavanına doğru birer ak güvercin gibi kanat çırpıyor. Takkeleri her daim başlarında olan girdap yüzlü dedeler, hiç kimsenin bilmediklerini bilmenin erdemiyle elleri dizlerinde, kıpırdamadan oturuyor. Onların yerine sadece misk-i amber kokuları konuşuyor...''
''Demet Danki Erken yeni seslerden birisi. ''Pardon Çıkaramadım'' adını taşıyan dosyasındaki öykülerini okuduğumda öykü birikimimize yeni katkılar sunacak genç bir yazarla karşı karşıya olduğumu gördüm. İnsan sıcaklığıyla yetinmeyip insanı amaç alan, onun değişip dönüşeceğine ilişkin sezgi alanları oluşturan, bireyin yanında duran, toplumsal hafıza ve bilince yönelen, ironiyi eleştirinin olanağına dönüştüren bir öykücü Demet Danki Erken.
Öykülerdeki dil ise ustaca kurulmuş. Dilin olanaklarına aklını ve sezgilerini açan bir duruşu var. Ne kadar gerçekçiyse bir o kadar da deneysel olabiliyor; yeri geldiğinde somut bir dil kullanırken, hiç çekinmeden de soyutlamaya yönelebiliyor. Geniş bir kalemi var ve bu kalem yakından izlenmeyi, okunmayı hak ediyor.''
-Aydın Şimşek