Paslı Demir Kokusu

Stok Kodu:
9789944494366
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
96
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Orijinal Adı:
De Geur Van Roestig Ijzer
Kategori:
%20 indirimli
6,48TL
5,18TL
9789944494366
1037998
Paslı Demir Kokusu
Paslı Demir Kokusu
5.18

Düşleri kesişen üç ayrı insanın hikâyesi. Yuri’nin kokulara hassas bir burnu vardır. Yıllardır göremediği babasını, ondan kalan tıraş losyonunu koklayarak zihninde canlandırabilmekte, böylece onunla söyleşip dertleşebilmek tedir. Nesrin’i de anlatır ona. Hayatta aldığı en güzel kokunun sahibi olduğunu söylediği, annesi ölünce, yedi yıl önce babasının yanına Hollanda’ya gelmiş Türk kızı Nesrin’i. Nesrin, doğduğu, ayrıldığından bu yana göremediği topraklara geri dönmek istemektedir. Babasıysa, her yıl söz verdiği halde, onu tatil için bile olsa, götürmemektedir. İki arkadaş için, Türkiye’ye, Kızılırmak kıyısındaki Zeytinlivadi’ye yapılacak bu uzun yolculukyalnızca güzel bir düş iken, bir gün hayatlarına köhne Volvo’suyla ihtiyar Bruno Levigirer. O da, İsrail’e, Taberiye Gölü’nün kıyısındaki Kelebek Vadisi’ne bir yolculuk düşlemektedir. "Nasıl anlatsam: Berbat bir geceydi ama gene de harikuladeydi. Anlaşılır geliyor mu? Bizi korkutan onca şey vardı: Araba çalışmıyordu, in cin cirit atan bir yerde kalakalmıştık ve Bruno Levi’nin öksürük nöbetleri gittikçe sıklaşıyordu. Gece ilerledikçe arabanın içi buz kesmeye başlamıştı. Gene de çok güzel ve çok özeldi. Nesrin’le ikimiz kaçıyorduk, belki de nedeni buydu. Tamam, arka koltukta biri daha vardı: Bruno Levi, ama yabancı değildi ki. Dedemiz sayılırdı artık."

Düşleri kesişen üç ayrı insanın hikâyesi. Yuri’nin kokulara hassas bir burnu vardır. Yıllardır göremediği babasını, ondan kalan tıraş losyonunu koklayarak zihninde canlandırabilmekte, böylece onunla söyleşip dertleşebilmek tedir. Nesrin’i de anlatır ona. Hayatta aldığı en güzel kokunun sahibi olduğunu söylediği, annesi ölünce, yedi yıl önce babasının yanına Hollanda’ya gelmiş Türk kızı Nesrin’i. Nesrin, doğduğu, ayrıldığından bu yana göremediği topraklara geri dönmek istemektedir. Babasıysa, her yıl söz verdiği halde, onu tatil için bile olsa, götürmemektedir. İki arkadaş için, Türkiye’ye, Kızılırmak kıyısındaki Zeytinlivadi’ye yapılacak bu uzun yolculukyalnızca güzel bir düş iken, bir gün hayatlarına köhne Volvo’suyla ihtiyar Bruno Levigirer. O da, İsrail’e, Taberiye Gölü’nün kıyısındaki Kelebek Vadisi’ne bir yolculuk düşlemektedir. "Nasıl anlatsam: Berbat bir geceydi ama gene de harikuladeydi. Anlaşılır geliyor mu? Bizi korkutan onca şey vardı: Araba çalışmıyordu, in cin cirit atan bir yerde kalakalmıştık ve Bruno Levi’nin öksürük nöbetleri gittikçe sıklaşıyordu. Gece ilerledikçe arabanın içi buz kesmeye başlamıştı. Gene de çok güzel ve çok özeldi. Nesrin’le ikimiz kaçıyorduk, belki de nedeni buydu. Tamam, arka koltukta biri daha vardı: Bruno Levi, ama yabancı değildi ki. Dedemiz sayılırdı artık."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat