Pax Ottomana Osmanlı İmparatorluğu’nun Yönetim Anlayışında Türkler, Kapıkulları ve Gayrimüslimler

Stok Kodu:
9786253864347
Boyut:
13x21
Sayfa Sayısı:
180
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%14 indirimli
175,00TL
150,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 18,39TL
9786253864347
1379732
Pax Ottomana
Pax Ottomana Osmanlı İmparatorluğu’nun Yönetim Anlayışında Türkler, Kapıkulları ve Gayrimüslimler
150.50

Bu kitapta, Osmanlı yönetim anlayışı ve uygulamaları; yaygın olarak kavramsallaştırılmış ezberlerin dışına çıkılarak “Osmanlı sentezi”, “millet sistemi”, “Pax Ottomana”, “civitas eterne/devlet-i ebed müddet”, “Konstantinopolis/Konstantiniyye, Stanpolis”, “Kayzer-i Rûm”, “Osmanlı'da Roma/Romalılık”, “imparatorluk coğrafyasında Rûm/Rûmilik”, “Osmanlı'da simbiyotik yönetim”, “Osmanlı İslamı”, “imparatorluğun etnik yapısı”, “imparatorluğun dili” ve imparatorluğun kurucu unsuru olan özellikle II. Mehmet döneminden itibaren bilinçli bir şekilde sistem, dışına itilen/dışlanan Türk etnik yapısına yönelik kullanılmış olan “Etrâk-ı bi idrâk” gibi kavramlar, kavram arkeolojisi ile incelenmiştir. Çalışmada, II. Murat döneminden itibaren özellikle II. Mehmet (Fatih) ile imparatorluğa evrilen yeni dönemde bir taraftan geçmişin deneyimleri üzerine inşa edilen diğer taraftan da derin ve radikal değişim/dönüşüm uygulamalarının etkileri analiz edilmiştir. II. Mehmet'in tahta geçmesiyle birlikte Osmanlı yönetim anlayışında köklü değişikliklerin gözle görülür şekilde ortaya çıktığı ve devlette çeşitli etnik ve dinî unsurlara yönelik millet (cemaat) sistemi ile bir Pax Ottomana sürecinin başladığı ve bu uygulamanın imparatorluğu yüzyıllarca başarıyla yaşattığı ancak imparatorluğun büyük çaplı -1699 Karlofça Antlaşması ile- toprak kaybetmeye başladığı ve özellikle toprak kayıplarının devam ettiği 18. yüzyılda ve sonunu hazırlayan 19. yüzyılda ise uluslararası ortamda ortaya çıkan gelişmeler neticesinde -söz konusu uygulamanın- ne gibi sonuçlar doğurduğu anakronizme kaçmadan tartışılmıştır.
Eser, Osmanlının yönetim anlayışında Türkler, kapıkulları ve gayrimüslimlerin rollerini yeniden sorgulamakla kalmıyor; kutsanmış kavramların arkeolojisine inerek “devlet-i ebed müddet” idealinin ardındaki gerçekleri açığa, ayrıca tarih adına susulanları bilimsel bir sadakatle gün yüzüne çıkarmaya çabalıyor. Eserin ana başlığında yer alan “Osmanlı yönetim anlayışı” tabiri, imparatorluk bünyesindeki Müslim-gayrimüslim unsurlara yaklaşımı göstermesi noktasında çalışmanın sınırlarını oluşturmuştur. Ve esas itibarıyla çalışma, bugüne kadar anlatılanların ötesinde neyin anlatılmadığını ortaya koyarak anlatılmayanları anlamak için kaleme alınmıştır.

Bu kitapta, Osmanlı yönetim anlayışı ve uygulamaları; yaygın olarak kavramsallaştırılmış ezberlerin dışına çıkılarak “Osmanlı sentezi”, “millet sistemi”, “Pax Ottomana”, “civitas eterne/devlet-i ebed müddet”, “Konstantinopolis/Konstantiniyye, Stanpolis”, “Kayzer-i Rûm”, “Osmanlı'da Roma/Romalılık”, “imparatorluk coğrafyasında Rûm/Rûmilik”, “Osmanlı'da simbiyotik yönetim”, “Osmanlı İslamı”, “imparatorluğun etnik yapısı”, “imparatorluğun dili” ve imparatorluğun kurucu unsuru olan özellikle II. Mehmet döneminden itibaren bilinçli bir şekilde sistem, dışına itilen/dışlanan Türk etnik yapısına yönelik kullanılmış olan “Etrâk-ı bi idrâk” gibi kavramlar, kavram arkeolojisi ile incelenmiştir. Çalışmada, II. Murat döneminden itibaren özellikle II. Mehmet (Fatih) ile imparatorluğa evrilen yeni dönemde bir taraftan geçmişin deneyimleri üzerine inşa edilen diğer taraftan da derin ve radikal değişim/dönüşüm uygulamalarının etkileri analiz edilmiştir. II. Mehmet'in tahta geçmesiyle birlikte Osmanlı yönetim anlayışında köklü değişikliklerin gözle görülür şekilde ortaya çıktığı ve devlette çeşitli etnik ve dinî unsurlara yönelik millet (cemaat) sistemi ile bir Pax Ottomana sürecinin başladığı ve bu uygulamanın imparatorluğu yüzyıllarca başarıyla yaşattığı ancak imparatorluğun büyük çaplı -1699 Karlofça Antlaşması ile- toprak kaybetmeye başladığı ve özellikle toprak kayıplarının devam ettiği 18. yüzyılda ve sonunu hazırlayan 19. yüzyılda ise uluslararası ortamda ortaya çıkan gelişmeler neticesinde -söz konusu uygulamanın- ne gibi sonuçlar doğurduğu anakronizme kaçmadan tartışılmıştır.
Eser, Osmanlının yönetim anlayışında Türkler, kapıkulları ve gayrimüslimlerin rollerini yeniden sorgulamakla kalmıyor; kutsanmış kavramların arkeolojisine inerek “devlet-i ebed müddet” idealinin ardındaki gerçekleri açığa, ayrıca tarih adına susulanları bilimsel bir sadakatle gün yüzüne çıkarmaya çabalıyor. Eserin ana başlığında yer alan “Osmanlı yönetim anlayışı” tabiri, imparatorluk bünyesindeki Müslim-gayrimüslim unsurlara yaklaşımı göstermesi noktasında çalışmanın sınırlarını oluşturmuştur. Ve esas itibarıyla çalışma, bugüne kadar anlatılanların ötesinde neyin anlatılmadığını ortaya koyarak anlatılmayanları anlamak için kaleme alınmıştır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat