Gül Abus 32 yaşında, Ankara’da yaşıyor. Üçüncü kitabı Pisuvar Tedirginliği’nde birbirine benzemeyen beş adamın hikayesini anlatıyor. Hilmi Çiçek, Cem Öztürk, Kaya, Atakan ve Ufuk’un bir araya geldiği iki yer var; umumi tuvaletler ve çatı."Eşcinsel eğilimi olup olmadığını daha önce de düşünmüştü Ufuk. Umumi tuvaletlerde uzun süre kalmayı sevdiğini farkettiğinde önce bu duygudan ürkmüş, bir erkeğe ilgi duyabileceği anı beklemiş, ama böyle bir şey olmamıştı. Görünürde heteroseksüeldi, karşılaştırmayı, sahibi hakkında fikir yürütmeyi seviyordu. Evine kapandığı günlerde keskin idrar kokusunu, soğuk beyaz fayansları özlediği bile söylenebilirdi. Bir keresinde, "Biz bize olduğumuz ender yerlerden biridir, severim tuvaletleri demiş" demiş, Atakan’ın kuşkulu bakışları karşısında önce açıklama yapma gereği duymuş, sonra vazgeçmişti.Üstü açık, her iki taraftan da seslerin duyulabileceği türden bir tuvaletti bu da. Severdi böyle tuvaletleri. Kadınlar tuvaletinden gelen çığlıklar, kahkahalar. Kadınlar tuvaletinden gelen çığılıklar, kahkahalar, sessiz sakin işeyen erkekler tuvaletinde bir bomba etkisi yaratır ve bu gerilim hoşuna giderdi Ufuk’un. Hani bu süre uzasa, sesler çoğalsa, zaten hep birlikte işiyor olmanın utancını ruhlarının derinliklerinde hisseden erkeklerin, bu işkenceye dayanamayıp tek tek işeyip alelacele sıvışmanın başka nedeni yoktu ona göre. Ne kendisininkini görülme, ne de kazara bir başkasının çükünü görme korkusuydu bu. Eninde sonunda bir elin beş parmağıydı hepsi."
Gül Abus 32 yaşında, Ankara’da yaşıyor. Üçüncü kitabı Pisuvar Tedirginliği’nde birbirine benzemeyen beş adamın hikayesini anlatıyor. Hilmi Çiçek, Cem Öztürk, Kaya, Atakan ve Ufuk’un bir araya geldiği iki yer var; umumi tuvaletler ve çatı."Eşcinsel eğilimi olup olmadığını daha önce de düşünmüştü Ufuk. Umumi tuvaletlerde uzun süre kalmayı sevdiğini farkettiğinde önce bu duygudan ürkmüş, bir erkeğe ilgi duyabileceği anı beklemiş, ama böyle bir şey olmamıştı. Görünürde heteroseksüeldi, karşılaştırmayı, sahibi hakkında fikir yürütmeyi seviyordu. Evine kapandığı günlerde keskin idrar kokusunu, soğuk beyaz fayansları özlediği bile söylenebilirdi. Bir keresinde, "Biz bize olduğumuz ender yerlerden biridir, severim tuvaletleri demiş" demiş, Atakan’ın kuşkulu bakışları karşısında önce açıklama yapma gereği duymuş, sonra vazgeçmişti.Üstü açık, her iki taraftan da seslerin duyulabileceği türden bir tuvaletti bu da. Severdi böyle tuvaletleri. Kadınlar tuvaletinden gelen çığlıklar, kahkahalar. Kadınlar tuvaletinden gelen çığılıklar, kahkahalar, sessiz sakin işeyen erkekler tuvaletinde bir bomba etkisi yaratır ve bu gerilim hoşuna giderdi Ufuk’un. Hani bu süre uzasa, sesler çoğalsa, zaten hep birlikte işiyor olmanın utancını ruhlarının derinliklerinde hisseden erkeklerin, bu işkenceye dayanamayıp tek tek işeyip alelacele sıvışmanın başka nedeni yoktu ona göre. Ne kendisininkini görülme, ne de kazara bir başkasının çükünü görme korkusuydu bu. Eninde sonunda bir elin beş parmağıydı hepsi."