Bir hobiye duyulan merakın, sonunda insanın kendisiyle buluşmasına nasıl vesile olacağını merak ediyorsanız, bu sorunun cevabı, elinizdeki kitabın değişik yerlerinde gizli... Puroda, başından sonuna kadar sanki her şey, hayata dair çok önemli bir sır taşıyor. Kimsenin, ne Karl Marx'ın dış dünyamızla, ne de Sigmund Freud'un iç dünyamızla ilgili hayal gücüyle; ne Che imajının romantik cazibesiyle, ne de 1959 Küba Devrimi sonrasında karşı devrimin sembolü olmasıyla; ne Fidel Castro’nun antikapitalist ve antiemperyalist devrimci liderliğiyle, ne de onu yıkmaya çalışan ilk ABD başkanı J. F. Kennedy ile; ne devrik diktatör Saddam Hüseyin'in acımasızlığıyla, ne de Bill Cosby'nin sevecenliğiyle, ne "boğazda mehtap" düşkünü Sait Halim Paşa'nın romantikliğiyle, ne de Tinto Brass'ın "erotik servetiyle" özdeşleştirebildiği puro, hem bu zıt çağrışımların tamamını içinde barındıran, hem de hepsine aynı mesafede durabilen; insanı suretle değil, suretle ilgilenmeye ve daha da önemlisi, ruhi olgunlaşmaya davet eden ilginç karakteriyle hakkında kitap yazılmaya değerdi.
İçimizdeki zıtlıkların sebep olduğu bu çağrışımlar, sonunda bir denge kazanıp satır aralarına sızma cesaretini işte bu nedenle buldu. Tıpkı düşündüğümüz şeyin tam ifadesini bir başka ağızdan duyduğumuzda, hazır vagonlara eklenmek için hesapsızca söze atladığımız kimi anlardaki gibi. Caz gibi yani... Yoksa bize ne başkalarının hayatından ve ne haddimize hayatın sırrını keşfetmek! "Bu kitap, puro hakkında yazılmış ilk Türkçe kaynak kitaptır."
Bir hobiye duyulan merakın, sonunda insanın kendisiyle buluşmasına nasıl vesile olacağını merak ediyorsanız, bu sorunun cevabı, elinizdeki kitabın değişik yerlerinde gizli... Puroda, başından sonuna kadar sanki her şey, hayata dair çok önemli bir sır taşıyor. Kimsenin, ne Karl Marx'ın dış dünyamızla, ne de Sigmund Freud'un iç dünyamızla ilgili hayal gücüyle; ne Che imajının romantik cazibesiyle, ne de 1959 Küba Devrimi sonrasında karşı devrimin sembolü olmasıyla; ne Fidel Castro’nun antikapitalist ve antiemperyalist devrimci liderliğiyle, ne de onu yıkmaya çalışan ilk ABD başkanı J. F. Kennedy ile; ne devrik diktatör Saddam Hüseyin'in acımasızlığıyla, ne de Bill Cosby'nin sevecenliğiyle, ne "boğazda mehtap" düşkünü Sait Halim Paşa'nın romantikliğiyle, ne de Tinto Brass'ın "erotik servetiyle" özdeşleştirebildiği puro, hem bu zıt çağrışımların tamamını içinde barındıran, hem de hepsine aynı mesafede durabilen; insanı suretle değil, suretle ilgilenmeye ve daha da önemlisi, ruhi olgunlaşmaya davet eden ilginç karakteriyle hakkında kitap yazılmaya değerdi.
İçimizdeki zıtlıkların sebep olduğu bu çağrışımlar, sonunda bir denge kazanıp satır aralarına sızma cesaretini işte bu nedenle buldu. Tıpkı düşündüğümüz şeyin tam ifadesini bir başka ağızdan duyduğumuzda, hazır vagonlara eklenmek için hesapsızca söze atladığımız kimi anlardaki gibi. Caz gibi yani... Yoksa bize ne başkalarının hayatından ve ne haddimize hayatın sırrını keşfetmek! "Bu kitap, puro hakkında yazılmış ilk Türkçe kaynak kitaptır."